5 Ocak 2008 Cumartesi

KÖROĞLU - YÜZYIL ÂŞIK ŞİİRİ

KÖROĞLU
(XVI. YÜZYIL)

XVI. yüzyılın meşhur hikaye kahramanı, kavganın ve özgürlüğün sembolüdür. Nereli olduğu, ne zaman yaşadığı ve aynı adı kullanan başkalarının olup olmadığı kesin olarak bilinememektedir.
Rivayetlere göre, Köroğlu, çeşitli adlar almıştır. Bunlar; Köroğlu, Kuloğlu, Guruoğlu, Karaoğlu, Gurguli, Rencum, Ruşen, Irışvan, Ali vb.dir. Destan kahramanı Köroğlu’nun adı Prof. Dr. Zeki Velidi Togan’a göre Batı Türkçesi’nde “güreşmek” ve Doğu Türkçesi’nde “küreşmek” sözünün kökü olup “yiğit, pehlivan, sırtı yere gelmez” anlamına gelen “Kûr oğlu” ( yiğit oğlu , pehlivan oğlu ) demektir. ( ANADOL , 1977, s.17 )
Nereli olduğu tam bilinmeyen hikayelerinde de bu konu da açık bilgi bulunmayan Köroğlu’nun Doğu Anadolu – Âzeri rivayetinin ilk kolunda babasının Muradiye Şehrinden olduğu belirtilmekte, Bolu Bey’i Kolundan geçer. “ Neslimize Murat Hanlı diyorlar” mısrasıyla da bu durum doğrulanmaktadır. Hazar ötesi Türkmen rivayetinde Köroğlu’nun bu Türkmenlere mensup Teke Oymağı’ndan geldiği bildirilirse de Türkmenlerin Köroğlu hikayelerini İran Âzerilerinden öğrenip kendi destanları haline getirdikleri , Hazar Türkmenlerinden bahseden Şecere-i Terâkime ve Şecere-i Türk gibi eserlerde de Köroğlu’nun adının geçmediği dikkate alınırsa bunun yakıştırma olduğu anlaşılır. (TDVİA, 2002, C.17, s.268 )
1579-1582 yılları arasında bu adı taşıyan ve Gerede civarında yaşayan ve Bolu Bey’inden babasının intikamını almak üzere dağlara çıkan yiğitlik ve iyilik severliği destanlaşan eşkıya Köroğlu ile şair Köroğlu aynı kişi olarak halk zihninde kaynaşmış bir durumdadır. 1578 – 1584 Osmanlı – İran Seferine katıldığı bu seferde büyük başarılar kazandığı ve Özdemiroğlu Osman Paşa’ya manzumeler söylediği bilinmektedir.
( KARAALİOĞLU, 1980, s.491 )
Köroğlu’nun tarihi şahsiyeti hakkında bilgi veren ve Başbakanlık Arşivi Mühimme defterleri içinde yer alan sekiz belge bulunmaktadır. Bu arşiv belgeleri başta olmak üzere mevcut bilgiler ışığında Köroğlu’nun hayatını üç safhada incelemek mümkündür. Memleketi olan Bolu da geçen hayatı birinci safha olarak kabul edilebilir. Arşiv belgelerinin ilk yedisi hayatının bu dönemine aittir. 1580 – 1584 yıllarını kapsayan bu belgelerde adı Ruşen olan Köroğlu’nun kendi köyünde eşkıyalık yapmasının en önemli sebebi devletin İran’a savaş açmasıdır. Bolu civarındaki askerlerin büyük bir bölümünün savaşa gitmesi Köroğlu’nun eşkıyalığa başlamasına fırsat vermiştir. Köroğlu’nun eşkıyalık hayatının ikinci safhası Çamlıbel’de geçmiştir. VIII. belgeye göre 1585 yılına gelindiğinde Köroğlu Bolu Sancağında değil Ankara’nın güneyindeki Haymana da görülmektedir. Bu durum yakalanması için üzerine gönderilen kuvvetlere karşı koyamayacağını anlayan Köroğlu’nun bulunduğu yeri terk ederek izini kaybettirmek istemesi şeklinde açıklanabilir. Köroğlu’nun üçüncü safhasında Çamlıbel de Osmanlı Kuvvetleri tarafından sıkıştırılınca muhtemelen İran’a kaçmış ve Şah Abbas’ın hizmetine girmiştir. (TDVİA.,2002, C.17, s.269 )
Bazı kaynaklarda ( Mesela, Evliya Çelebi Seyahatnamesi ) Köroğlu’nun Celali Boylarına katılan bir kişi olduğundan söz edilmektedir. Böyle de olsa bu hikayelerin kahramanı olan Köroğlu’nun halk kendi isteği gibi şekillendirmiş olduğu devletten beklediği adaleti bu ideal Türk kahramanı Köroğlu eliyle gerçekleşmiş görmek istemiştir.
Hikaye kahramanı Köroğlu’nun en büyük özelliği zulme karşı isyan etmiş olmasıdır. Onun düşmanları halka zulmeden zorba kişilerdir. Bu hikayelerde devlete, padişaha helal yoldan edinilen servete bir düşmanlık görülmez. Köroğlu ve kızanları ırza namusa önem veren kişilerdir. Mücadeleler sırasında bilhassa Köroğlu’nun şahsiyeti masal ve efsane unsurlarıyla oldukça zenginleşmiş, karmaşık bir hal almıştır. Cinler, periler, olağanüstü güçler ve özellikler mitolojik unsurların yer aldığı olaylar Köroğlu’nun ortaya çıktığı ilk kırklara karışıp yok olduğu son kolda fazlaca görülmektedir. Köroğlu’nun Batı varyantlarındaki ilk kolda Köroğlu’nun babası Bolu Bey’inin seyisidir. Kendisinden hediye edilmek üzere bir at seçmesi istenir. Getirilen tayı beğenmeyen Bey, çok kızar ve seyisin gözlerine mil çektirir. Bu tayı ve oğlu Ruşen (Hurûşen Ali)’i alıp Çamlıbel’e gelen seyis bu atı (kır at) özel eğitime tabi tutar. Bu arada oğlunu da intikam almak üzere yetiştirir. Genç bir deli kanlı olan Ruşen, Ağ Bulak’taki ölümsüzlük suyundan içer. Yıldırım’dan yapılan ünlü Mısrî kılıcı beline takar ve başına topladığı yiğitlerle babasının intikamını almaya çalışır.
Köroğlu kollarının hepsinde olaylar az çok farklılık gösterse de belirli bir şema içerisinde anlatılmaktadır. Kahraman (Köroğlu ve diğer beylerden biri) gittiği yerde tam sonuca ulaşacağı zaman yakalanır veya yenemeyeceği kadar güçlü bir orduyla karşı karşıya kalır ve bitkin düşer. Yakalanacağı veya öldürüleceği sırada Çamlıbel’den yardım gelir ve kurtarılır. ( İSLAM, 1992, s.129 )
Hikayelerin Köroğlu’ndan sonra ikinci kahramanı olan kır at onun en iyi yardımcısı olup fersahlarca koşan, gerektiğinde kılık değiştiren, sahibinin konuşmalarını anlayan, ölümsüz, tılsımlı bir hayvandır. Köroğlu destanında adında söz edilen diğer kahramanların başlıcaları Ayvaz, Timurlenk’in oğlu Kenan, Köroğlu’nun oğlu Hasan, Karavezir’in kızı Benli Hanım, Demirci, Koca Arap, Celali Bey, Kiziroğlu Mustafa Bey ve Deli Haylu’dur. ( TDVİA, C.17, s.269 )
Şiirlerinde savaş konularının yanında olardan daha ağır basan sevgili, gönül ve dünya işleri gibi konular da görülür. Bazı mısraların Karacaoğlan’ı hatırlatması belki de devrin hece ile söyleyen şairlerinin ortak bir yanı olabilir. “İlle mavili mavili” ve “öpül kaçul huzur ile” tekrar edilen mısraların yer aldığı şiirleri bu görüşümüzün güzel örnekleridir. Sade dili ve tabiata dayanan benzetme dünyası ile şiirlerine renk katan Köroğlu, bu yönleriyle de aruzun tesirinde kalmayan şairlerimizin başta gelen temsilcilerinden bir olmaktadır. ( Türk Dili, 1989, sayı 445-450, s.127 )
Köroğlu’nun şiirlerinde kullandığı ağdalı dil onun az çok okuma yazma bildiğini göstermektedir. Ayrıca devrinde Kayıkçı Kul Mustafa Gedâ Muslu, Gedâyi, Kâtibî ve Kuloğlu ile birlikte anılacak kadar şöhret kazanmış olduğunu göstermektedir. Tekniği oldukça kuvvetlidir. Özelikle aşk şiirlerindeki samimi ifadesi dikkati çekmektedir. Bilinen şiirlerinde onun din ve tasavvuf konularına fazla ilgi duymadığı daha çok aşk konularına meyil ettiği anlaşılmaktadır. ( TDEA., C.5, s.419 )

KÖROĞLU’NDAN ÖRNEKLER


KOŞMA 1

Gel ey nâzik beden dilber
Öpül koçul huzur ile
Ömrümün hasılı dilber
Öpül koçul huzur ile

Öpülmekten zarar gelmez
Koçulmaktan adam ölmez
Bu güzellik sana kalmaz
Öpül koçul huzur ile

Öpülmek eski âdettir
Koçulmak hûb saadettir
Hatır yapmak ibâdettir
Öpül koçul huzur ile

Kara’na yağmadan ağ’ın
Benefşem solmadan bağın
Güzelsin geçmeden çağın
Öpül koçul huzur ile

Köroğlu der gamzen oktur
Derdim hiç kimsede yoktur
Koçulmamış dilber yoktur
Öpül koçul huzur ile

KOŞMA 2

Hey ağalar behey beyler
Yitti yavrum görmediniz mi
Al karalı mor sünbüllü
Dağlar yâr görmediniz mi

Aslı hûridir sorana
Boyu benzer dal fidana
Cerana benzer cerana
Dağlar hiç görmediniz mi

Oturmuşlar hanım gibi
Kına yakmış kanım gibi
Yâr yitirmiş benim gibi
Dağlar hiç görmediniz mi


Oturmuşlar oymak oymak
Hiç olur mu yâre doymak
Dil şeker lebi kaymak
Dağlar hiç görmediniz mi

Öğün Koç Köroğlu öğün
Taşlar al bağrına döğün
Bir yâr yitirdim ben bugün
Dağlar hiç görmediniz mi


KOŞMA 3

Çıktım şu âlemi seyrân eyledim
Açılmış baharı gülü dağların
Sökülmüş bendleri çûşu yenilmez
Çağlayuban akar seli dağların

Yiğit atına binmese yakınur
Yüreğinde olan elbet çekinür
Kar yağar da dört köşesi yekinür
Yol vermez aşmaya yeli dağların

Arslanı kaplanı yanar yolunur
Şikâr almış alçağına dolanur
Yel esdükçe safâsında salınur
Âheste âheste dalı dağların

Ben kâmilim zerresine ermişim
Baharında gonca gülün dermişim
Mürvetsiz beylerden eyi görmüşüm
Yiğidi yaldırır alı dağların

Köroğlu eydür sende tasa olmaz
Yüreğinde aşkı olan yenilmez
Çok döğüşler olur kimseler bilmez
Söylemeye yoktur dili dağların


Kaynakça:
ANADOL, Cemal, Köroğlu, Türkmen Kitabevi, , İstanbul, 1997

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Köroğlunun Azerbeycanda babasının kabri oluduğu ve onun gözlerini çıkardıkları için oğlunun adıda Korğlu olduğu bilinir.17-ci asırda Azerbeycanda başlanan Celaliler haraketinin başçılarından olmuşdur.Bazen gürcü çarlarına karşı vuruşmasına bakmayarak gürcülerde de Köroğlu dastanı vardır. Aslında nereli olduğu o kadar önemli değil türk olması bizim için daha önemli .farkı yok anodolu türkü Kafkas türkü.