4 Ocak 2008 Cuma

Korozyon Nedir

Korozyon geniş anlamlı bir sözcüktür. Sözlük anlamı, paslanma, aşınma, çürüme, bozukluk, çürüklük şeklindedir.



Teknik açıdan ise, önceleri sadece metale özgü bir deyim olarak kullanılmış, sonraları en sert taşlarla, tahta vb. malzemelerinde korozyonundan bahsedilir olmuştur.



Korozyon, nitelik olarak mekanik ve kimyasal olarak sınıflandırılabilir. Mekanik korozyonda sürtünmeden kaynaklanan aşınma, dolayısıyla madde kaybı söz konusudur, maddenin özelliğinde değişme olmaz sadece şekli bozulur. Kimyasal korozyonda ise, madde değişerek özelliğini yitirir, metalik kökenlidir.



Metalik korozyonda, metal, kimyasal ve elektro kimyasal reaksiyonlarla iyon haline geçerek metalik özelliğini yitirir. Bu tür korozyon metalin, doğada bulunduğu hale dönme eylemi olarak tanımlanır. Metaller, doğada saf halde bulunmazlar, genellikle oksit, sülfür ve karbonat cevherleri vardır. Bu cevherler, metallerin en kararlı durumlarıdır, ancak metal, saf haldeyken kendisini cevherden arındırmak için harcanan enerji kadar bir enerjiyi geri vererek hızla doğada bulunduğu cevher durumuna dönmeye meyleder.



Kimyasal korozyon, normal ve elektro kimyasal olarak iki kısımda yorumlanabilir.



Normal kimyasal korozyonda, herhangi bir elektrik akımı yoktur. Tekdüze reaksiyonlar sonucu kimyasal kinetiğin temel yasalarına uygun olarak, dış etkenler nedeniyle metal yapılarında oluşur. Yüksek sıcaklık ortamında kuru gazların neden olduğu korozyon buna örnektir. Ayrıca asit kullanan veya üreten endüstri kollarında da kimyasal korozyon çok görülür.



Elektrokimyasal korozyonda ise, mutlaka bir elektrolit ve elektrik akımı vardır. Nemli havada toprak ve su altı yapılarında oluşan korozyon buna örnektir.



Elektrokimyasal korozyon su ve elektrik gibi gömülü boru hatlarında büyük zararlar verir. Örneğin yeraltındaki metal su borularının sızıntılarına ve patlaklarına sebep olur. Sonuçta, işletmede durma, onarım zorunluluğu, iş gücü ve parasal kayıplara yol açar.



Elektrokimyasal korozyona genellikle galvanik korozyon da denir. Zira, korozyona sebep olan akım dıştan değil, pil oluşmasından hasıl olmaktadır. Pil, bilindiği gibi bir elektrolit içine daldırılmış anot ve katottan oluşur. Anot ve katot bir iletkenle birbirlerine bağlandığında akım geçer ve anotta korozyon oluşur. Eğer anot, bir yapının veya metal bir iletim hattının bir bölümünü oluşturuyorsa, sistemde büyük bir korozyon oluşur.



Elektrik enerji tesislerinin çoğunda bu durum görülür. Bu tesislerdeki metal bölümler anot, katot ve bağlantı iletkeni gibi davranabilir. Toprak içindeki su veya nem, pil devresini tamamlayan elektrolit olur. Böylece yapı, doğal bir korozyon pili gibi davranır.



Demir boruların suyla temas ettiği bir ortamda, demir + 2 değerlikli katyon şeklinde solüsyona geçer, arkasında 2 elektron bırakır, diğer katyonlarla yer değiştirir. Örneğin saf suda H+ iyonlarıyla yer değiştirir. H+ iyonları elektronlarla birleşerek H2 gazını meydana getirirler. Demir 2 katyonunun solüsyondan ayrılması korozyonu doğurur :



2 Fe++ + 1/2 O2 + H2O + 4 OH- = 2 Fe(OH)3



Korozyon hızı, genellikle hidrojenin çözülmüş oksijenle birleşmesi yani sudaki çözülmüş oksijen konsantrasyonu ile ilgilidir.



Demiri olmayan metallerde benzer şekilde korozyona neden olabilirse de çoğunun oluşturduğu oksit veya karbonatlar metali korozyondan korur. Örneğin alüminyumun kalın bir oksit tabakası, bakırın ve çinkonun karbonatları gibi.



Korozyon mekanizması oksideredüksiyon (redoks) ve çözeltilerin elektrolizi teorileriyle gayet açık olarak izah edilebilir

Hiç yorum yok: