2 Ocak 2008 Çarşamba

Buzulların Oluşturduğu Yerşekilleri

Buzulların Oluşturduğu Yerşekilleri

Buzultaş (Moren)
Buzultaşlar, buzulun getirip bıraktığı ve geri çekildikten sonra yüzeyde kalan taş oluşumlarıdır. Bu oluşumlar genellikle buzul tilinin doğrusal yığınlar halinde toplanması şeklinde görülür. Buzul tili ince tozumsu bir madde içinde küçüklü büyüklü taş ve kaya parçalarının bir araya gelmesinden oluşur. Buzultaşlara verilen moren adı Fransızca kökenlidir ve Alp Dağları'ndaki buzulların getirdiği tortul kayaçları adlandırmak için Fransız dağ köylüleri tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Buzultaşların değişik tipleri bulunur ve buzulun oluştukları yere göre adlandırılır:

Uç buzultaşı: Buzul cephesinin hemen önünde oluşur. Birikme bölgesinden taşınan buza eş miktarda buzun eriyerek kaybolduğu yerde oluşur.
Bitiş buzultaşı: Buzulun ulaştığı en uç noktada taşıyıp geri çekilirken bıraktığı yığına verilen addır.
Yanal buzultaşı: Genellikle dağ tipi buzulların açtıkları vadilerin yan kısımlarında oluşan tortul çökeltilerdir.
Orta buzultaşı: Yine dağ tipi buzullarda oluşan buzultaş tipidir. İki buzul birleşip tek buzul oluşturduğunda bunların yanal buzultaşları birleşerek ortada daha koyu bir bölüm oluşturur.
Yer buzultaşı: Buzulun altında bulunan ve buzul geri çekilirken ardında bıraktığı, arazi üzerinde dalgalı yapıdaki buzul tili oluşumudur.

Drumlin
Drumlin sahası buzul araziyi değişime uğrattıktan sonra ortaya çıkar. Damla şekilli oluşumlar buz akış yönünü gösterir.Drumlinler genelde buzul tilinden oluşan aerodinamik şekilli asimetrik tepeciklerdir. Yükseklikleri 15 ila 50 metre arasında değişir, uzunlukları ise bir kilometreye kadar erişir. Tepeciklerin dik kısmı buz akış yönüne doğru bakar, daha uzun eğimli kısmı buz akış yönünü izler.

Drumlinler drumlin sahası denen gruplar halinde bulunur. Bu sahaya bir örnek, New York eyaletinin Rochester şehrinin doğusunda görülebilir. Bu alanda yaklaşık 10.000 drumlin olduğu tahmin edilmektedir.

Drumlinleri oluşturan süreç tam olarak anlaşılmamış olsa da, şekillerine bakarak bunların eski buzulların plastik deformasyon bölgeleri olduğu söylenebilir. Buzulların ilerleyerek eski buzulların bıraktığı çökeltileri değiştirmesiyle birçok drumlin oluştuğu düşünülmektedir.


Buzul vadisi
Buzlanmadan önce dağ vadileri suyun aşağı doğru aşındırmasıyla oluşan V şekline sahip olurlar. Buzlanma sırasında bu vadiler genişler, derinleşir ve U şekilli buzul vadileri oluşur. Derinleşme ve genişlemenin yanı sıra; buzul, aşınma nedeniyle vadiyi daha pürüzsüz hale getirir. Bu nedenle vadi boyunca uzanan arazi çıkıntıları yok olur, yerine tıraşlanmış yamaçlar oluşur.

Ana buzul hattına bağlanan küçük buzul kolları bulunur. Bu küçük buzul kolları, yeri aşındırırken ana buzul kadar derine inemezler. Dolayısıyla buzullar geri çekildikten sonra, bu kolların oluşturduğu vadiler buzulun oluşturduğu çöküntüden daha yukarıda kalır. Bu oluşuma "asılı vadiler" denir.

Zımparalama ve parçalanmadan etkilenmiş arazinin bazı kısımlarında çöküntüler suyla dolup paternoster göllerini oluşturur. Hristiyanların kullandığı tesbih tanelerine benzedikleri ve tesbih gibi, ipe benzeyen ince kanallarla birbirlerine bağlandıkları için Latince babamız anlamına gelen sözcükten bu adı almışlardır.

Buzulun başladığı yerde corrie adı verilen ve sirke benzeyen buzyalakları bulunur. Kâse şeklinde olan buzyalaklarının üç tarafı dik yamaçlarla kapalıdır ancak dördüncü taraf vadiye açılır. Buzyalaklarında buz birikir. Önceleri dağın yan yüzlerinde düzensiz arazi şekilleri olarak başlayan oluşum buzun ilerlemesiyle büyüyerek buzyalağı haline gelir. Buzul eridikten sonra buzyalakları genelde tarn adı verilen küçük dağ göllerine dönüşür.

Bir sırtla birbirinden ayrılan iki buzul varsa, zamanla iki buzyalağı arasındaki bu sırt aşınarak aret şekline dönüşür. Bu oluşum zamanla dağ geçidine dönüşebilir.

Buzullar aynı zamanda yüksek enlemlerde görülen fiyordların ve yarların oluşumuna da neden olur.


Aret ve buzul boynuzu
Keskin kenarları olan dar sırtlara "aret" denir. Üç ya da daha fazla aretin birleşmesiyle piramidimsi zirve şeklinde ve çok dik kenarları olan "buzul boynuzları" oluşur.

Her iki yüzey şekli de aynı süreçten geçerek, buzyalaklarının parçalanma yoluyla genişlemesi ve buzun çalışması sonucu oluşur. Buzul boynuzları tek bir dağı çevreleyen buzyalakları yüzünden oluşur. Aretler de benzer şekilde oluşur ancak buzyalakları bir daire içinde değil de karşılıklı olarak bir sırtın iki yakasında bulunur. Aynı zamanda iki paralel buzulun birbiriyle çarpışmasından da oluşabilir. Bu şekildeki buzul dilleri aşınma yoluyla sırtları kazarak vadi duvarlarını zımparalar.


Hörgüçkaya
Buzulun yolu üzerinde bulunan bazı kaya oluşumları "hörgüçkaya" diye bilinen küçük tepecikler şeklinde aşınır. Buzul aşınması yoluyla oluşan bu tepecikler, uzun yuvarlağımsı, asimetrik ve hörgüç şeklinde kaya yatağının şekillenmesiyle oluşur. Buzulun geldiği yöne doğru tatlı bir eğimle inen kayaların, buzulun gittiği yöne doğru olan eğimleri ise oldukça diktir. Buzulun geldiği taraftaki yüzey aşınırken, diğer taraftan kaya parçaları koparılarak buzla beraber taşınır. Bu yüzdeki kaya, suyun etkisi, çatlaklardaki buzlanma ve yapısal stres nedeniyle parçalanır.

Tortul çökelti katmanlaşması
Aşınma bölgesinden akan su, buzuldan uzaklara giderken beraberinde ince aşınmış çökeltileri de götürür. Akan suyun hızı azaldıkça, askı halindeki bu maddeleri taşıma yetisi de azalır. Yavaş yavaş bu maddeler su tarafından tortu halinde bırakılarak alüvyon düzlüğü oluşturur.

Alüvyon vadilerinde ortaya çıkan bir oluşum da kazan adı verilen havuzcuklardır. Buzulların yarattığı çukurlar buzul tillerinde de oluşur. Büyük bir parça buz bu tilin içinde sıkışıp, buzul geri çekildikten sonra eridiğinde çökelti içinde delik şeklinde oluşumlar bırakır. Bir kilometre çapında bir buzulun erimesi için yaklaşık 30 yıllık bir zaman gerekmektedir.

Bu şekilde oluşan çöküntülerin çapı genelde 2 km'yi geçmese de, ABD'nin 10.000 göl ülkesi diye bilinen Minnesota eyaletinde bu şekildeki bazı çöküntüler 10 ila 50 metre derinliğe sahip olup 50 km çapa ulaşırlar.


Kama ve esker
Bir buzul boyut olarak kritik noktaya ulaştığında akışı durur ve buz sabit hale geçer. Bu esnada erimeyle oluşan su buzulun üstünden, içinden ve altından akmaya ve gerisinde tortul çökeltiler bırakmaya devam eder. Buz eridikçe arkasında bu tortuların oluşturduğu sütun, teras ya da öbek şeklinde çökeltiler bırakır. Bu çökeltiler genel olarak buz ile temas halindeki çökeltiler olarak bilinir.

Sütun ya da höyük şeklindeki çökeltilere kama denir. Bazı kamalar, erime suyunun buzulun içindeki açıklıklardan bıraktığı tortularla oluşur. Diğer bir deyişle kama, erime suyunun buzulun dışına doğru yarattığı deltalarda tortu bırakmasıyla oluşur.

Buzul, bir vadiyi işgal edince vadinin kenarlarında teras ya da kamalar oluşturabilir.

Uzun ama genelde dar olan, yılankavi şekildeki çökelti tipine esker denir. Buzul eridikten sonra geride erime suyunun taşıyarak bıraktığı kum ve çakılın oluşturduğu sırt şeklidir. Bu sırtların bazıları 100 m yüksekliğe sahiptir ve uzunlukları da 100 km yi geçebilir.


Lös çökelleri
Çok ince buzul çökeltileri ya da kaya unu, çoğunlukla çıplak yüzeylerden rüzgârlarla alınıp asıl alüvyon biriken alandan ötelere taşınır. Rüzgârla taşınan lös çökelleri Çin'in bazı bölgeleri ve ABD'nin ortabatısında görüldüğü gibi yüzlerce metre derinliğe sahip olabilir.

Hiç yorum yok: