28 Aralık 2007 Cuma

SEVR ANTLAŞMASI (10 Ağustos 1920)

SEVR ANTLAŞMASI (10 Ağustos 1920)1. Dünya Savaşı'nın galipleri 18 Ocak 1919'da Paris'te toplanarak savaş sonrası barışı görüşmeye başlamışlardı. Yenilen devletlerle tek tek antlaşmalar yapıyorlardı. Osmanlı Devleti hariç diğer yenilen devletlerle barış yapılmıştı. Sadece Osmanlılarla gizli anlaşmaların uygulanmaması nedeniyle çıkan anlaşmazlık sonucu imzalanmamıştı. Büyük devletler San Remo'da 18-26 Nisan 1920'de toplanarak Osmanlı ile yapılacak barışı görüşmeye başladılar. Toplantıya gözlemci olarak katılan Tevfik Paşa taslağın devlet tasfiyesi olduğunu belirtmişti. Bu ortamda İstanbul Hükümeti bir olağanüstü kurul toplayarak (Şüray-ı Saltanat) bu barış taslağını kabul etti. Sevr'in kabul edilmesinde Yunanlıların doğu Trakya ve Batı Anadolu''da harekete geçmeleri de etkili olmuştur. Sonunda 10 Ağustos 1920'de anlaşma imzalanmıştır.Sevr Antlaşmasının Belli Başlı Hükümleri:1.Sınırlar• a. Trakya Sınırı: Çatalca hattının biraz ilerisinden geçiyordu.• b. Suriye Sınırı: Gaziantep, Bilecik, Urfa ve Mardin'in kuzeyinden geçiyor, bunun güneyi Suriye topraklarında kalıyordu.• c. Doğu Sınırı: Giresun, Erzincan, Muş, Bitlis, Van Gölü'nün doğusu Ermenilere bırakılıyordu.• d. Boğazlar Bölgesi: Burada askersiz bir bölge kurulacaktı. Bu bölgede askeri hareketlerde bulunmak yasaktı. Yaklaşık 20-25 km'lik saha bu bölgeye giriyordu.2. Arabistan ve Irak toprakları İngilizlere bırakılıyordu.3. İtilaf Devletleri Türkiye'de özel nüfuz bölgeleri kuruyorlardı.4. Barış şartları itilaf devletlerinin istediği şekilde uygulanacaktı. Aksi bir hareket olursa İstanbul elimizden alınacaktı.5. Mecburi askerlik kaldırılacak, jandarma subayları arasında %5 yabancı subay bulunacaktı.6. Kapitülasyonlar yeniden yeni kurulan devletlerde dahil bütün devletlere verilecekti.7. Devletlerin gelir kaynakları işgal devletlerinin işgal harcamaları ve savaş tazminatı için kullanılacaktı.8. İsteyen Türk uyruğu herhangi bir devletin uyruğuna geçebilecek, böylece kapitülasyonlardan yararlanacak ve vergi ödemeyeceklerdi.9. Boğazlar Komisyonu: Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya ve Rusya tarafından atanacak üyelerden bir komisyon kurulacaktı ve bu komisyona hiçbir Türk giremeyecekti. Özel bayrak ve bütçeye sahip olacaktı. Komisyon; boğazlardan geçiş; fenerlerin idare ve bakımı, kılavuzluk işleriyle uğraşacaktı.Sevr Antlaşmasının Önemi:• 1. Osmanlı Devleti yok sayılmış ve yağmalanmıştır.• 2. Dünya Savaşı'nın galipleri Osmanlı topraklarını paylaşmışlardı.• 3. Azınlıklara geniş ve sonsuz haklar verilerek, Türk hakları kısıtlanmıştır.• 4. Osmanlı Devleti işgalcilerin kontrol ve güdümüne itilmiştir.• 5. Anlaşma uygulama alanı bulamamış bundan dolayı ölü doğmuş bir anlaşmadır.• 6. Anadolu'daki Milli Mücadele azmini hızlandırmıştır.Notlar:• TBMM'nin büyük tepkisine neden oldu. Sevr'i kabul edenleri vatan haini olarak ilan etti.• Kurtuluş Savaşı sonucu Sevr geçerliliğini yitirmiş, onun yerine Lozan Zaferi kazanılmıştır.Sevr Barışı'nın değerlendirilmesi (Tepkiler)Osmanlı Devleti'nin Doğu Trakya, Boğazlar ve hatta İstanbul üzerindeki egemenliği sona ermiş Ege Bölgesi'nin yönetimi Yunanistan'a geçmiştir; burası 5 yıl sonra tümden Yunanistan'a ait olacaktır. Doğu Anadolu elden gitmiştir. Kısaca Sevr, Osmanlı Devleti'nin hayat hakkına son vermiş, Osmanlı Devleti'ni tamamen bağımlı bir hale getirmişti.TBMM'nin Sevr Barışı'na tepkisi çok sert olmuş, TBMM böyle bir antlaşmayı tanımadığını ilan etmiştir. Ayrıca Sevr'i imzalayanları da vatan haini saymıştır. Bu antlaşma Anadolu genelinde ulusal bilincin artmasına neden olmuştur.Sevr Antlaşmasının Hukuken Geçersiz OlmasıKanuni Esas'de (Osmanlı Anayasası) 1908'de yapılan bir değişiklik ile; "Osmanlı Devleti'nin yaptığı bir antlaşmanın geçerli olabilmesi için Mebslar Meclisi'nin onayından geçmesi gerekir." kuralı getirildi. Bu nedenle Sevr Antlaşması Mebuslar Meclisi'nce onaylanması gerekiyordu. Ancak bu tarihte böyle bir meclis yoktu. Zaten TBMM'de Sevr Antlaşması'nı reddetmişti. Bundan dolayı Sevr Antlaşması hukuken; yani yasalara göre geçersiz bir antlaşmaydı.Sevr AntlaşmasıSevr Antlaşması, Birinci Dünya Savaşı sonrasında İtilâf Devletleri ile savaşta yenilmiş kabul edilen Osmanlı Devleti arasında 10 Ağustos 1920'de imzalanan barış antlaşmasıdır. Hiç uygulamaya girememiştir.İtilâf Devletleri Osmanlı Devleti ile hemen barış yapmaya yanaşmıyorlardı. Hazırlayacakları barış şartlarını Osmanlı Hükümetine kabul ettireceklerinden emindiler. Fakat mütarekeden sonra, aradan geçen iki sene içinde, Kurtuluş Savaşı Millî Kurtuluş hareketi başlamış, Ankara'da yeni bir Türk Hükümeti kurulmuştu.Bu sırada İtilâf Devletleri San Remo Konferansı'nda Osmanlı Devleti'ne teklif edecekleri barış şartlarını hazırladılar. 22 Nisan 1920'de Osmanlı Hükümetini Paris'te toplanacak barış konferansına davet ettiler. Padişah, eski Sadrazam Ahmet Tevfik Paşa'nın başkanlığında bir heyeti Paris'e gönderdi. 30 Nisan günü ise Mustafa Kemal, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin kurulduğunu bütün devletlerinin dışişleri bakanlıklarına bildirdi. Bu suretle, İstanbul Hükümetine kabul ettirecekleri barış şartlarını Türk Milletinin ve yeni hükümetin kabul etmeyeceğini haber vermek istemişti.Paris'e gelen Ahmet Tevfik Paşa'ya barış şartları bildirildiği zaman: "Barış şartları bağımsız bir devlet kavramı ile bağdaşamaz!" diyerek görüşmelere girmedi. Esasen İtilâf Devletleri arasında da bir birlik yoktu.Fransa, Güney Cephesinde Ankara Hükümeti ile mütareke yapmıştı. Müttefikler arasındaki bu anlaşmazlık barış görüşmelerini uzattı. İtilâf Devletleri, barış şartlarını diplomasi yoluyla kabul ettiremeyeceklerini anlayınca, Yunanlıların Anadolu içlerine doğru ilerlemelerine izin verdiler. Bir taraftan da İngilizler Mudanya ve Bandırma'ya asker çıkardılar.Ahmet Tevfik Paşa'nın barış görüşmelerini terk ederek geriye dönmesi üzerine İstanbul Hükümeti, Damat Ferit Paşa başkanlığında ikinci bir heyet gönderdi. Eski maarif nazırı (milli eğitim bakanı) Hadi Paşa, Şura-yı Devlet (Danıştay) eski reisi Filozof Rıza Tevfik, Bern Sefiri Reşat Halis'ten meydana gelen bu heyet Paris'e giderek, 10 Ağustos 1920'de Sevr Antlaşması'nı imzaladı. Büyük Millet Meclisi Hükümeti bu antlaşmayı tanımadı. Meclis "Misak-ı Millî"ye yemin ederek, Türk topraklarının parçalanmasına müsaade etmeyeceğini dünyaya ilân etti.Sevr antlaşması orijinal haliSEVR ANDLAŞMASI(10 ağustos 1920 )Bir taraftan işbu muahedede başlıca düvel-i müttefika olarak zikiredilen Britanya Imperatorluğu, Fransa ve italya ve Japonya ve işbu başlıca devletlerle birlikte düvel-i müttefikayı teşkil eden Ermenistan, Belçika, Yunanistan, Hicaz, Lehistan, Portekiz, Romanya, Sırp-Hırvat-Sloven ve Çekoslovakya :Diğer taraftan Türkiye;Bir sulh muahedenamesi akdedebilmek üzere hükûmet-i seniyenin talebine binaen, bastıca düvel-i müttefika tarafından 30 teşrinievvel 1918 tarihinde Türkiye'ye bir mütareke bahsedildiğine düvel-i müttefika içlerinden bazılarının Türkiye'ye karşı doğrudan doğruya veya dolayısiyle sürüklendikleri ve menşe-i sabık Avusturya-Macaristan hükûmet-i imperatoriye ve kırali-yesinin 28 temmuz 1914 tarihinde Sırbistan'a vukubulan ilân-ı harbi ile Türkiye tarafından 29 teşrinievvel 1914 tarihinde düvel-i müttefikaya karşı açılan ve Türkiye'nin müttefiki Almanya tarafından idare olunan muhasamatı teşkil eden harbin muhkem ve müstahkem bir sulhe münkalip olmasını arzu ettiklerine binaen bu hususta düvel-i müteakide kendi murahhasları olmak üzere :Haşmetlû Büyük Britanya ve İrlanda müttehit Kıratlığı ve mave-ra-yı ebharda Britanya arazisi kiralı ve Hindistan imparatoru :Sir George Dixon Graham, K. S. V. O., Britanya Kiralının Paris elçisi.1 Sevr Andlaşması metni "Sevr - Devlet-i Aliye ile Sulh Muahedesi - 10 Ağustos 1920" başlığı altında Konya'da Öğüt Matbaası'nda 1336 - 1920 de basılan nüshadan nakledilmiştir (Türkiye Büyük Millet Meclisi Kütüphanesi; Es. No. 1339-153 ; Remi S. M. 130). Ancak, bu vesika tasdik edilüp Takvim-i Vekayi veya Düstur'da yayınlanmadığı için eldeki türkee basılı metin asıl olan fransızca metinle karşılaştırılmıştır. Büyük Millet Meclisi kitaplığındaki nüsha: Traite de Paix entre les Puissances Alliees et Associees et la Turquie signe le 10 août 1920 â Sevres (Texte Français, Anglais et İtalien) başlığını taşımakta ve Esas No, 1932-1308, Remiz: S. M. 543 de kayıtlı bulunmaktadır.Ve Kanada Dominyonu için:Sayın Sir George Halsey Perley, K. S. M. G., Birleşik Ki ralli knezdinde Kanada yüksek komiseri. Ve Avusturalya için: Çok sayın Andrew Fischer, Birleşik Kırallık nezdinde Avusturyayüksek komiseri.Ve Yeni Zelanda Dominyonu için: Sir George Dixon Graham, K. S. V. O., Britanya kiralının Pariselçisi.Ve Müttehit Afrika-yı Cenubi için: M. Reginald Andrew Blankenberg, O. B. E., Birleşik Kırallıknezdinde yüksek komiserlik vazifelerini yapmakta. Ve Hindistan için:Sir Arthur Hirtzel, K. S. B., Hindistan işleri müsteşar yardımcısı. Fransa Reisicumhuru:M. Alexandre Millerand, Dışişleri Bakanı; M. Frederic François-Marsal, Maliye Bakanı ; M. Auguste Paul-Louis Isaac, Ticaret ve Sanayi Bakanı, M. Jules Cambon, Fransa Büyük elçisi, M. Georges Maurice Paleologue, Fransa Büyükelçisi, Dışişleri Bakanlığı umumi kâtibi. Haşmetlû İtalya Kiralı: Kont Lelio Bonin Longare, Kırallık ayan üyesi, Haşmetlû italya kiralının Paris fevkalâde ve murahbas Büyükelçisi. General Giovanni Marietti, Yüksek Harp Şûrasında İtalyanaskeri temsilcisi. Haşmetlû Japonya İmparatoru: Vikont Chinda, Haşmetlû Japonya Imperatorunun Londra fevkalâde ve murahhas Büyükelçisi. M. K. Matsui, Haşmetlû Japonya Imperatorunun Paris fevkalâde ve murahhas Büyükelçisi. Ermenistan Reisicumhuru: M. Avetis Aharonian, Ermenistan Cumhuriyeti Delegasyonubaşkanı.Haşmetlû Belçika kiralı: M. Jules van den Heuvel, fevkalâde temsilci ve murahhas elçi, Devlet Bakanı. M. Rolin Jaequemyns, Devlet Hususî Hukuku Enstitüsü üyesi,Belçika Delegasyonu Umumî Kâtibi.Haşmetlû Yunan Kiralı:M. Eleftherios K. Veniselos, Bakanlar Kurulu Başkanı.M. Athos Romanos, Haşmetlû Elenler Kiralının Paris fevkalâdeTemsilcisi ve murahhas Elçisi. Haşmtlû Hicaz Kiralı:Lehistan Reisicumhuru:Kont Maurice Zamoyski, Polonya Cumhuriyeti Paris fevkalâde temsilcisi ve murahhas elçisi,M. Erasme Piltz.Portekiz Reisicumhuru :Doktor Affonso Augusto da Costa, Bakanlar Kurulu Eski Başkam.Haşmetlû Romanya Kiralı:M. Nicolae Titulescu, Maliye Bakanı.Prens Dimitrie Ghika, Haşmetlû Romanya Kiralının Paris fevkalâde temsilcisi ve murahhas elçisi.Haşmetlû Sırp-Hırvat-Sloven Kiralı:M. Nicolas P. Pachitch, Bakanlar Kurulu Eski Başkanı.M. Ante Trumbic, Dışişleri Bakanı.Çekoslovak Reisicumhuru:M. fidouard Benes, Dışişleri Bakanı,M. Stephen Osusky, Çekoslovak Cumhuriyetinin Londra fevkalâde temsilcisi ve murahhas elçisi.Türkiye:Hadi Paşa, Ayan üyesi.Rıza Tevfik Bey, Ayan üyesi,Reşad Halis Bey, Türkiye'nin Bern fevkalâde temsilcisi ve murahhas elçisi. Tayin etmişlerdir.Murahhasin-i müşarünileyhim usulüne muvafık olan ruhsatnamelerini teati ettikten sonra ahkâm-ı âtiyeyi kararlaştırmışlardır.tşbu muahedenin mevki-i icraya vaz'ı tarihinden itibaren hal-i harp hitam bulacaktır.Bu andan itibaren işbu muahedede münderiç kuyut tahtında düvel-i müttefika ile Türkiye arasında münasebat-ı resmiye başlıyacaktır.BlRÎNCÎ BÂB1Cemiyet-i Akvam AhidnamesiDüvel-i müteakide, beynelmilel iştirak-i mesainin inkişafı ve milletlere sulh ve meniyetin temini için harbe tevessül etmemek üzere bazı taahhüdatın kabulü adil ve namus üzerine müesses münasebat-ı beynelmilelin alenen icrası badema hükûmatça bilfiil rehber-i hareket ittihaz olunacak kavaid-i hukuk-ı düvelin tamamile meriyeti, akvam-ı müteazzıvenin münasebat-ı müte-kabilelerinde adlin hükümranı ve muahedattan münbeis kâffe-i tahhüdatın harfiyen meriyeti muktazi olduğuna binaen Cemiyet-i Akvamı tesis eden işbu ahidnameyi kabul eylemişlerdir.Madde 1 — Cemiyetin âza-yı asliyesi, işbu ahidnameye vazı-ülimza olanlardan muahedeye merbut cevtelde esamisi muharrer olanlar ile kezalik melfufta esamisi mezkûr olup da ahidnamenin mevki-i meriyete vaz'ından itibaren iki mah zarfında kitabete tevdi ve cemiyetin diğer azasına tebliğ edilecek olan bir beyanname ile hiç bir kayd-ı ihtirazı tahtında olmayarak işbu ahidnameye iştiraki kabul eden hükümetlerdir. Kendini serbestçe idare eden ve melfuf cetvelde zikir edilmeyen her hangi bir devlet, dominyon yahut müstemleke, heyetin sülüsanı tarafından Cemiyete kabulüne karar verildiği takdirde taahhüdat-ı beynel-mileliyeye samimî bir surette riayat edeceğine dair teminat-ı hakikiye vermek ve kuva-yı harbiye, bahriye ve havaiyesi hakkında cemiyetin nizamatını kabul eylemek şartile Cemiyete dahil olabilir. Cemiyetin her bir âzası iki sene evvel malûmat vererek Cemiyetten çekilebilir. Ancak hin-i müfarekatında işbu ahidnamenin tahmileylediği taahhüdat da dahil olmak üzere bilcümle taahhüdat-ı beynelmileliyeyi ifa eylemiş olmak şarttır.Madde 2 — Cemiyet, maiyetinde daimî bir Daire-i Kitabet bulunan bir heyet ve bir Meclis vasıtasile işbu ahidnamede tayin edildiği veçhile icra-yı vazife eder.Madde 3 — Heyet, âza-yı Cemiyetin mümessillerinden müteşekkildir. Evkat-ı muayyenede ahvalin icabettirdiği diğer her1 Burada Türkçe metinde "kısım" yazılıdır ; Fransızca metinde "Partie" kelimesi vardır. Ancak ilerki bölümlerde ayni Fransızca kelime yerine "Bâb" kelimesi kullanılmıştır. Bunun için Türkçe metin "Partie = Bâb" olarak düzeltilmiştir.zaman Cemiyetin merkezinde yahut tayin olunabilecek diğer bir mahalde içtima eder. Heyet Cemiyet-i Akvam'm saha-i faaliyetine dahil olan veyahut sulh-ı âleme tesir eden kâffe-i me-sail hakkında ita-yı hükme salâhiyettardır. Cemiyet-i Akvam'ın her âzası heyette üçten fazla mümessil bulunduramaz. Ve ancak bir reye maliktir.Madde 4 — Meclis, başlıca düvel-i müttefika ve müşarikenin ve Cemiyetin diğer dört azasının mümessillerinden mürekkeptir. Cemiyetin işbu dört âzası heyet itarafmdan serbestçe ve her istediği zamanlarda tayin olunur. Meclis tarafından ilk tayin vaki oluncaya kadar Belçika, Brezilya, ispanya ve Yunanistan murahhasları meclis âzasından bulunurlar. Ekseriyet-i heyetin tasvibile Meclis Cemiyetin diğer azasını tayin edebilecek ve bu âza Mecliste suret-i daimede hazır bulunacaktır. Meclis yine ekseriyet-i heyetin tasvibile Mecliste temsil edilmek için Heyet tarafından intihap olunacak Cemiyet azasının adedini tezyit edebilir. Meclis, icabettikçe ve laekal senede bir defa Cemiyetin merkezinde veya irae olunacak sair bir mahalde içtima eder. Meclis, Cemiyetin saha-i faaliyetine dahil olan ve sulh-ı âleme icra-yı tesir eden kâffe-i mesail hakkında ita-yı hükme salâhiyettardır. Mecliste temsil edilmeyen âza-yı Cemiyetten herhangisi hassatan kendisini alâkadar eden bir mesele Meclise arzolunduğu zaman Meclise bir mümessil izamına davet olunur. Mecliste temsil edilen Cemiyetin her bir azasının bir reyi ve bir mümessili bulunur.Madde 5 — îşbu ahidname veyahut işbu muahedename ahkâmına sarahaten muhalif ahkâm bulunmadığı takdirde Heyetin veya Meclisin kararları içtimada temsil edilen Cemiyet azasının ittifak-ı ârâsı ile ittihaz olunur. Nokat-ı hususiye hakkında icra-yı tahkikata memur komisyonların tayini hususu da dahil olduğu halde Heyet veya Meclisin içtimalarında mevzuu-bahis olan usule ait mesail Heyet veya Meclis tarafından hal ve faslolunur ve içtimada hazır bulunan Cemiyet azasının ekseriyeti tarafından karara rabtolunur. Gerek Heyetin ve gerek Meclisin birinci içtimai Amerika Hükûmat-ı Müttefikası Reisinin daveti üzrine vaki olacaktır.Madde 6 — Daimî Kitabet Dairesi cemiyetin merkezinde bulunur. Bu Kitabet Dairesi, bir Kâtib-i Umumî ve lüzumuF. 34kadar kâtipler ve heyet-i müstahdiminden mürekkeptir. îlk Kâtib-i Umumî muahedeye merbut varakada gösterilmiştir. Bunu istihlâf edecek Kâtib-i Umumî, heyetin ekseriyetinin tasvibi ile Meclis tarafından tayin olunacaktır. Daire-i Kitabet ketebesile heyet-i müstahdimin Meclisin tasvibi ile Kâtib-i Umumî tarafından tayin olunur. Cemiyetin Kâtib-i Umumisi aynı zamanda Heyetin ve Meclisin de Kâtibi Umumisidir. Heyet-i tahririyenin masarifi Umumî Posta ittihadı Beynelmilel Kalemi için muayyen nisbet dahilinde âza-yi Cemiyet tarafından tesviye olunur.Madde 7 — Cemiyetin merkezi Cenevre'de tesis olunmuştur. Meclis her zaman merkezini diğer herhangi mahalde tesis için bir karar verebilir. Kitabet dairesi de dahil olduğu halde Cemiyetin bilcümle vazaifine veyahut hidematına erkek ve kadın alesseviye kabul olunur. Cemiyet azasının mümessilleri ve memurları ifa-yı vazife halinde diplomasi imtiyazat ve muafiyattan müstefit olurlar. Cemiyet tarafından ve Cemiyete ait hidemat ve içtimaattan dolayı işgal olunan mebani ve arazi tecavüzden masundur.Madde 8 — Teslihat-ı milelin asayiş-i millî ve bir hareket-i müşterekenin icap ettireceği taahhüdat-ı düveliye icrası ile kabili telif olacak bir had-di asgariye tenzili sulh ve müsalemetin muhafazası için muktazi olduğu Cemiyet âzası tarafından tasdik edilir.Meclis her devletin mevki-i coğrafisini ve ahval-i hususi-yesini nazarı itibare alarak hükûmat-i muhtelife tarafından tetkik ve ittihaz-ı karar olunmak üzere bu tenzile ait plânları ihzar eyler. Mezkûr plânların yeniden tetkiki ve indelhace lâekal on senede bir defa tekrar tetkiki icap eder.Plânların hükûmat-ı muhtelife tarafından kabulünden sonra bu suretle haddi tayin edilen teslihat mikdarı Meclisin rizası olmaksızın tecavüz edilmeyecektir. Cemiyetin âzası mühimmat ve levazım-ı harbiyenin hususî surette imalinin itirazat-ı vahi-meye bâis olduğunu nazar-ı dikkate alarak bu husustaki ne-tayic-i müessifeden tevekkiye hadim tedabire tevessül vazifesini, emniyetleri için muktazi mühimmat ve levazımatı imal edemeyen âza-yı Cemiyetin ihtiyacatı nazar-ı itibare alınmak şartile Meclise tevdi ederler. Cemiyetin âzası teslihatlarının mikyasına, berrî ve bahrî ve havaî programlarına ve harpte istimale salih sanayilerinin mikdarına müteallik kâffe-i malûmatı begayet samimî ve tam bir surette teati etmeği taahhüt ederler.Madde 9 — 1 ve 8 inci maddelerin ahkâmının icrası ve su-ret-i umumiyede askerî ve bahrî ve havaî mesail hakkında mütalâasını Meclise beyan etmek üzere daimî bir komisyon teşkil olunacaktır.Madde 10 — Cemiyetin âzası bilumum âza-yı Cemiyetin Cemiyete tamamiyet-i mülkiyelerile hal-i hazırdaki istiklâl-i siyasilerine riayet ve bunları her türlü tecavüzat-ı hariciyeye karşı muhafaza eylemeği taahhüt ederler. Bir tecavüz vukuu veya tecavüz tehdidi veyahut tehlikesi mevcut olduğu takdirde Meclis işbu taahhüdün icrasını temin vasaitine tevessül eder.Madde 11 — Cemiyet âzasından birine gerek doğrudan doğruya taalûk etsin gerek etmesin her bir harp veya tehlike-i harp bütün Cemiyeti alâkadar edeceği ve Cemiyetin sulh-ı mileli su-ret-i müessirede muhafazaya hadim tedabiri ittihaz eylemesi lâzım geleceği sarahaten beyan olunur. Bu gibi ahvalde Kâtib-i Umumî cemiyet âzasından herhangi birinin talebi üzerine Meclisi derhal içtimaa davet eder. Bundan maada münasebat-ı dü-veliyeye icra-yı tesir etmek mahiyetini haiz olan ve binnetice sulh ve müsalemeti veyahut bu sulh ve müsalemetin mevkuf-ı aleyhi olup beynelakvam hüsn-i amizişi ihlâl edecek olan kâffe-i vekayi hakkında Heyetin veyahut Meclisin nazar-ı dikkatini bir suret-i dostanede celbetmeğe Cemiyet âzasından her birinin hakkı olduğu dahi beyan olunur.Madde 12 — Bütün âza-yı Cemiyet, aralarında inkita-ı mü-nasebatı tevlit edecek mahiyette bir ihtilâfın tahaddüsü halinde ıhtilâf-ı mezkûru ya hakeme veyahut Meclisin tetkikine tevdi etmeği müttefikan kararlaştırırlar. Kezalik hiç bir veçhile hakemlerin kararının veyahut Meclisin raporunun itasından itibaren üç ay mühletin inkizasından evvel harbe müracaat eylememek hususunu dahi kararlaştırırlar. Bu maddede mezkûr bilcümle ahvalde hakemlerin kararının münasip bir müddet zarfında itası ve Meclis raporunun ihtilâfın Meclise tevdi-i gününden itibaren altı mah zarfında tanzimi iktiza eder.Madde 13 — Aza-yı Cemiyet, beyinlerinde kendi itikatlarına göre hakem marifetile kabil-i tesviye olan bir ihtilâf zuhur eder ve bu ihtilâf, diplomasi tarikile mucib-i memnuniyet bir surette hal ve tesviye edilemezse bu meselenin tamamile hakeme havalesini kararlaştırırlar. Bir muahedenin hukuk-ı düvelin her nokta-i nazarından tefsirine ve subutu takdirinde bir taahhüd-ı düvelinin inkitaını mucip olacak her nevi hâdisatın tahakkukuna veyahut böyle bir inkıtaın istilzam eyleyeceği tamirin vüsat veya mahiyetine taallûk eden bu gibi ihtilâfatın suret-i umumiyede hakem vasıtasile kabil-i hal ihtilâfat meyanında bulunduğu beyan olunur.Davanın tevdi olunduğu hakem mahkemesi tarafeynce tayin edilen veya mukavelât-ı mütekaddimede musarrah bulunan bir mahkemedir.Cemiyet âzası ita olunan hükümleri hüsn-i niyetle icra eylemeği ve bu hükümlere tevfik-i hareket eden Cemiyet âzasından herhangi birine karşı harbe müracaat etmemeği taahhüt ederler. Hükmün adem-i icrası halinde Meclis hükmün temin-i icrasına sâlih tedabiri teklif eder.Madde 14 — Meclis, beynelmilel daimî bir Mahkeme-i Adliye lâyihasını ihzar ve âza-yı Cemiyete tevdie memurdur. Bu mahkeme bir mahiyet-i beynelmileliyeye haiz olup tarafinin kendisine tevdi edeceği kâffe-i ihtilâfatı rüyet edecektir. Meclis veya Heyet tarafından kendisine havale olunacak her nevi ihtilâfat ve nokat hakkında da istişarî mütalâatı beyan eyleyecektir.Madde 15 — Âza-yı Cemiyet arasında inkita-ı münasebatı tevlit edecek bir ihtilâf tahaddüs eder ve işbu ihtilâf 13 üncü maddede musarrah hake'me havale edilmezse ihtilâf-ı mezkûrun Meclise tevdii âza-yı Cemiyetçe mukarrerdir. Bu hususta azadan birinin bu ihtilâftan tahkikat ve tetkikat-ı mükemmele icrası zımnında kâffe-i tedabire tevessül edecek olan Kâtib-i Umumiyi haberdar etmesi kâfidir. Tarafin müddet-i kalile-i mümküne zarfında davalarının bilcümle vaka-yi müteferriası ve evrak-ı müsbitesini cami bir fezlekeyi Kâtib-i Umumiye tevdi eylerne-lidirer. Meclis bu fezlekenin hemen neşrini emir edebilir.Meclis ihtilâfın hal ve tesviyesini temine sarf-ı mesai eder ve husul-i muvaffakiyet halinde vekayi-i ve bunlara ait izahat-ı muktaziyeyi ve suver-i tesviyeyi mübeyyin bir fezlekeyi müna-sib gördüğü veçhile neşreder. İhtilâf hal edilemediği takdirde ihtilâfın esbabını ve bu işte en münasib ve en mukarin-i adalet gördüğü suret-i tesviyeyi bildirmek üzere ister ittifak-ı ârâ veya ekseriyet-i ârâ ile kararlaştırdığı raporu tanzim ve neşreder.Mecliste bulunan Cemiyet âzasından her biri esbab-ı ihtilâf ve mukarrerat-ı zatiyesini mübeyyin bir rapor neşredebilir. Meclisin raporu, tarafin mümessillerinin reyi hariç olduğu halde müttefikan kabul olunduğu takdirde Cemiyet âzası mezkûr rapor ahkâmına tevfik-i hareket eden taraf aleyhine harbe girişmemeği taahhüt ederler. Meclis tarafin-i münaziünfihadan her birinin mümessillerinden maada diğer umum azasına raporunu kabul ettiremediği takdirde Cemiyet âzası hak ve adaletin muhafazası emrinde münasib görecekleri veçhile hareket etmek hakkını muhafaza ederler.Tarafinden biri ihtilâfın, hukuk-ı düvelin tamamile kendi salâhiyetine terk ettiği bir meseleye taallûk ettiğini iddia eder ve bu iddia Meclis tarafından kabul edilecek olursa meclis bu keyfiyeti bir raporda bast ve temhit eylemekle beraber bir gûna suret-i tesviyeyi tavsiye eylemez.Meclis işbu maddede tasrih olunan ahvalin kâffesinde ihtilâfı Heyete havale edebilir. Kezalik Heyet tarafînden birinin istidası üzerine ihtilâfı tetkik edebilecektir. îşbu istida ihtilâfın Meclise tevdi olunduğu günden itibaren 14 gün zarfında takdim olunmalıdır. Heyete tevdi olunan her meselede Meclisin fiil-i hareket ve salâhiyetine taallûk eden bu madde ile 12 inci maddenin ahkâmı Heyetin fiil ve hareket ve salâhiyetin de tatbik olunur. Her meselede tarafın mümessilleri hariç olmak üzere Mecliste bulunan âza-yı cemiyet mümessillerinin tasvibi ve diğer âza-yı cemiyetin ekseriyet-i ârâsı ile heyet tarafından tanzim olunan rapor tarafın mümessillerinden gayri diğer âzasnın itti-fak-ı ârâsı ile Meclis tarafından tanzim olunan raporun hüküm ve kuvveti gibi bir hüküm ve kuvveti haizdir.Madde 16 — Âza-yı Cemiyetten biri 12 inci, 13 üncü veyahut 15 inci maddelerdeki taahhüdat hilâfına olarak muharebeye müracaat ettiği takdirde Cemiyetin diğerbütün âzası aleyhine bilfiil harp ika eylemiş addolunur. Bunlar derhal kendisile bütün münasebat-ı ticariye ve maliyelerini kat ve kendi tebealeriyle ahidnameyi nakzeden hükümet tebeası arasındaki kâffe-i müna-sebatı men etmeği ve bu hükümet tebeası ile Cemiyet-i Akvam'a dahil bulunan ve bulunmayan diğer devletlerin her birinin beyninde bilcümle münasebat-ı maliye, ticariye veyahut şahsiyeyi men etmeği taahhüt ederler.Bu takdirde Meclis taahhüdat-ı Cemiyetin infazına tahsis olunan kuva-yı müsellehaya cemiyet azasının hangi bahrî ve havaî askerî kuvvetler ile iştirak edeceğini alâkadar olan muhtelif hükümetlere tavsiye etmek vazifesile mükelleftir.Bundan maada âza-yı Cemiyet işbu madde mucibince ittihaz olunacak tedabir-i iktisadiye ve maliyenin tatbikatından tahaddüs edecek zayiat ve mehaziri had-di asgariye tenzil için yekdiğerine karşı müzaherat-ı mütekabilede bulunmağı kararlaştırır. Aza-yı Cemiyet, ahidnameyi nakzeden devlet tarafından kendilerinden biri aleyhine ittihaz olunan bir tedbir-i mahsusa mukavemet için kezalik yekdiğerine mütekabildi zahir olacaktır. Aza-yı Cemiyet taahhüdat-ı Cemiyeti tenfiz için icra olunan bir hareketi müşterekeye iştirak eyleyen âza-yı cemiyetten her hangi birine ait kuvvetlerin kendi arazilerinden mürurlarını teshil etmek üzere tedabir-i muktaziyeye tevessül ederler.Ahidnameden münbais taahhüdatın nakzından dolayı mesul olan her bir âza Cemiyetten ihraç olunabilir. îhraç keyfiyeti Mecliste bulunan diğer bütün âza-yı Cemiyetin ârâsı ile ittihaz olunur.Madde 17 — Yalnız biri Cemiyete dahil bulunan veyahut her ikisi de Cemiyetin âzasından olmayan iki devlet arasında ihtilâf tekevvün ettiği takdirde Cemiyete dahil olmayan devlet veya devletler ihtilâfın tesviyesi için Meclis tarafından tensib olunan şeraite tevfikan kendi azasına tahmil olunan taahhüdata tabi olmağa davet olunurlar. Dâvet-i vakıa kabul olunduğu halde 12 ilâ 16 inci maddeler ahkâmı Meclisçe lüzum görülecek tadilât ile tatbik olunur. Davetname irsal olunur olunmaz Meclis esbab-ı ihtilâf hakkında icra-yı tahkikata mübaderet eder ve hadise-i mahsusada kendisince ahsen ve en müessir görünen teedbiri ittihaz eyler.Davet edilen devlet ihtilâfın halli için Cemiyet azasının taah-hüdatını kabulden istinkâf ederek âza-yı Cemiyetten biri aleyhine harbe tevessül ederse 16 inci madde ahkâmı kendi hakkında mabihüttatbik olunur. Davet edilen tarafeyn ihtilâfın halli için Cemiyet azasının taahhüdatını kabulden istinkâf eyledikleri surette Meclis muhasamata mani olacak ve ihtilâfın hallini intaç edecek her gûna teklifat-ı dermeyen her gûna tedabiri ittihaz ve dermeyan edebilir.Madde 18 — Cemiyet âzasından biri tarafından atiyen akd-olunacak herhangi bir muahedename veya taahhüdame-i düveli Kitabet dairesince derhal kayıt ve tescil ve sürat-i mümküne ile neşredilmelidir. Bu muahedename veya taahhütname-i düveliden hiç biri kayıt ve tescil olununcaya kadar vacibülicra olmayacaktır.Madde 19 — Heyet, âza-yı Cemiyeti gayr-i kabil-i tatbik bir hal kesbeden ve idameleri sulh ve müsalemet-i âlemi bir muhataraya ilka edebilecek olan muahedenamelerle vaziyat-ı düveli-yeyi arasıra yeniden tetkike davet edebilir.Madde 20 — Aza-yı Cemiyet kendilerine münferiden taallûk eden hususatta işbu ahidnamenin miyanelerinde mevcut olup ahkâmile gayr-i kabil-i telif olan bilumum taahhüdat ve itilâfatı fesh ve ilga ettiğini tasdik eder. Ve üeride taahhüdat ve iltilâfat-ı mümasile akdetmemeği resmen taahhüt eylerler. Azadan biri Cemiyette duhulundan mukaddem ahidname ahkâmile gayr-i kabil-i telif bir takım taahhüdat deruhde etmiş ise işbu taahhüdatından kurtulmak için derhal tedabir-i lâzıma ittihaz eylemek mecburiyetindedir.Madde 21 — Hakem ahidnameleri ve Monroe kaidesi gibi bir memlekete mahsus itilâfat misillû sulh ve müsalemetin muhafazasını kâfil bulunan taahhüdat-ı düveliye işbu ahidname ahkâmından hiç birile gayr-i kabil-i telif addedilmeyecektir.Madde 22 — Usul ve kavaid-i atiye mukaddema kendilerini idare etmiş olan hükûmatın kalemrev-i hükümdarisinden harbi müteakip huruç etmiş olan ve medeniyet-i haziranın bilhassa müşkül bulunan şeraiti dahilinde kendilerini idareye henüz muktedir olamayan milel ve akvamın sakin oldukları müstemlikât ve arazi hakkında tatbik olunur. Bu milel ve akvamın saadet-i hal ve inkişaf ve terakkisi medeniyet için bir vazife-i mukaddese olduğundan bu vazifenin ifası için ahidname-i hazıraya bazı teminat derç ve ithali münasiptir.Bu usul ve kaidenin hayyiz-i fiile isali için ahsen-i tedbir milel ve akvam-ı mezkûrenin vasayetini menabi-i servet ve ter-carüb yahut vaziyet-i coğrafiyeleri itibarile işbu mesuliyeti de-ruhdeye en muktedir olan ve bunu kabul hususunda izhar-ı muvafakat eylemiş olan milel-i müterekkiyeye tevdi edilmekten ibarrettir. Milel-i müterekkiye işbu vasayeti mandater sıfatile ve cemiyet namına ifa edeceklerdir.Mahiyet-i vesayet milletin derece-i terakkisi ve arazisinin mevki-i coğrafisi ile şerait-i iktisadiyesine ve buna müşabih sair bilcümle ahvale göre tahallüf etmelidir.Mukaddema Devlet-i Aliye'ye tabi bulunmuş olan bazı cemaat bir derece-i terakkiye mazhar olmuşlardır ki milel-i müstakbele halinde mevcudiyetleri muvakkaten tasdik olunabilir. Şu şartla ki bir mandaterin nasayih ve muaveneti kendilerini başlıbaşma harekete muktedir olacakları zamana kadar bunları idareye rehber olsun.Mandater intihabı hususunda cemaatların evvelce arzuları nazarı itibare alınmalıdır.Milel-i saire bulundukları derece-i terakki ile bilhassa vasatı Afrika akvamının derece-i terakkileri esir, esliha ve küul ticareti gibi sui istimalâtm men'i suretile intizam-ı umuminin ve hüsn-i ahlâkın muhafazasını kâfil olabilecek tahdidattan maada sair bir gûna tahdidat icra edilmeksizin serbesti-i vicdan ve mezhebin ve umur-ı inzibatiye yahut müdafaa-i arazi müstesna olduğu halde kılâğ ve istihkâmat veya üssülhareke-i askeriye ve bahriye tesisinin ve yerlilere askerlik taliminin men'ini mut azanımın ve Cemiyetin kezâlik âza-yı sairesine mübadelât ve ticaret için şerait-i mütesaviye temin eyleyecek olan şerait tahtında mandaterin orada arazinin idaresini deruhte eylemesini müstelzimdir. Elhasıl Afrika'nın cenub-i garbisi ve cenub-î Okyanosya'da kâin bazı cezair gibi yerler vardır ki ahalisinin seyrekliği, mesaha-i sathiyesinin mahdudiyeti, merakiz-i medeniyetten bu'du mandaterin arazisine mülasık olması veyahut ahvali saire dolayısile bâlâda beyan olunduğu veçhile yerli ahalinin nef'ine bir takım teminat itası kayd-ı ihtirazisi tahtında olarak mandaterin ec-za-yı mütemmime-i arazisinden bulunuyormuş gibi ancak mandaterin kavanini mucibince idare olunabilir. Her halde mandaterin idaresini deruhde etmiş olduğu arazi hakkında Meclise her sene bir rapor ita etmesi lâzımgelir. Mandaterin derece-i hükm ve nüfuzu ile tarafından icra edilecek murakaba veya idare hakkında âza-yı Cemiyet arasında evvelce bir mukavelename mevcut değilse Meclis tarafından bu nokat hakkında bilhassa ita-yı hüküm ve karar edilecektir.Mandaterin her sene vereceği raporları ahız ve tetkik eylemek ve vasayetlerin ifasına mütedair bilcümle mesail hakkında Meclise rey beyan etmek vazifesile mükellef daimî bir komisyon teşkil olunacaktır.Madde 23 — Kayd-ı ihtirazı tahtında ve elhaletühazihi mevcut olan veyahut bilâhara akdedilecek olan mukavelât-ı düveliye ahkâmına tevfikan Cemiyetin âzası :a) Kendi arazileri ile münasebatı ticariye ve sınaiyelerinin şamil olduğu bilcümle memâlikte erkek, kadın ve çocuklar için hakkaniyet ve insaniyet perverane şerait-i say ve amelin temin ve muhafazasına ve bu maksadla iktiza eden beynelmilel teşkilâtın icra ve idamesine sarf-ı mesai edeceklerdir.b) Kendi idarelerine mevdu arazisi dahilindeki yerli ahali hakkında âdilâne bir surette muamele icrasının teminini deruhde ederler.c) Nisvan ve etfal ile afyon ve sair ecza-yı tıbbiye-i muzırra ticaretine müteallik itilâfatın murakabesine Cemiyeti memur ederler.d) Esliha ve mühimmat ticareti murakabesinin menafi-i umumiye için muktazi bulunduğu memalik ile olacak bu ticareti murakabe-i umumiye tahtında bulundurmağa Cemiyeti memur ederler.e) Münakalât ve transitin mvıhafaza-i serbestisini ve bilumum aza-yı Cemiyete ait ticaret hakkında muhikkane bir muamele icrasını temin için tedabir-i lâzımeyi ittihaz eyleyeceklerdir. Şu kadar ki 1914 senesinden 1918 senesine kadar esna-yı harbda tahrip edilen memalikin havayic-i mahsusası nazar-ı iti-bare alınmalıdır.f) Emrazın önünü almak ve emraza karşı mücadelede bulunmak üzere bir mahiyet-i beynelmileliyeyi haiz bir takım tedavir ittihazına sarf-ı mesai edeceklerdir.Madde 24 — Müşterek muahedenamelerle mukaddema tesis edilen bilumum beynelmilel kalemler, tarafinin inzimam-ı muvafakati kayd-ı ihtirazisi tahtında Cemiyetin daire-i salâhiyeti altına vazolunacaktır.Menafi-i düveliyeye ait umur ve mesalihin tesviyesi için buhara tesis olunacak olan diğer bilcümle aklam ve heyet Cemiyetin taht-ı idaresine vazedilecektir.Mukavelat-ı umumiye ile bir suret-i tesviyeye rabtedilen ve fakat beynelmilel komisvon veya kalemlerin murakabesine tevdi edilmeyen menafi-i beynelmileliyeye müteallik bilumum mesail Cemiyetin Kitabet Dairesi âkidlerce talep vukubulduğu ve Meclisçe de buna muvafakat edildiği takdirde bilcümle malûmat-ı müfideyi cem ve tevzi eyleyecek ve her gûna muzaheret-i muk-taziye veya matlubeyi ifa edecektir.Meclis, Kitabet Dairesinin masarifi meyanına Cemiyetin zir-i idaresine vazedilen herhangi kalemin veya komisyonun masarifini ithale karar verebilir.Madde 25 — Aza-yı Cemiyet sıhhat-ı umumiyenin ıslahı, emraza karşı tedabir-i mania ittihazı ve dünyada âlâm ve izti-rabatın tahfifi hususlarını istihdaf eden ve usul ve nizamı dairesinde haiz-i salâhiyet bulunan Salib-i Ahmer gönüllü teşki-lât-ı milliyesinin tesis ve teşrik-i mesaisini teşvik ve sahabet eylemeği taahhüt eylerler.Madde 26 — îşbu ahidnamece icra edilecek tadilât, mümessilleri Meclisi teşkil eden âza-yı Cemiyet ile mümessilleri Heyet-i Umumiyeyi teşkil eden azanın ek seriyeti tarafından tasdik edilir edilmez meriyülicra olacaktır.Cemiyetin her âzası ahidnamece yapılacak tadilâtı kabul etmemekte serbest olup bu takdirde Cemiyetin âzabğından çıkmış olur.Melfuf 1 — Cemiyet-i Akvamın aza-yı asliyesi:Cemahir-i Müttehide-i Amerika HaytiBelçika HicazBolivya HondurasBrezilya İtalyaBritanya imparatorluğu JaponyaKanada LiberyaAvustralya NikaraguvaAfrika-yı Cenubî PanamaYeni Zelanda PeruHindistan PolonyaÇin PortekizKüba RomanyaEkvator Sırp-Hırvat-Sloven hükümetiFransa SiyamYunanistan ÇekoslovakyaGııetamala UruguayAhidnameye iştirake davet edilen hükümetler :Arjantin îranŞili SalvadorKolombiya İsveçDanimarka İsviçreİspanya VenezuelaNorveç FelemenkParaguey2 — Cemiyet-i Akvamın ilk Kâtib-i Umumîsi Sir Ceymis Erik Drumond. K. S. M. G., C.B. Birinci kısmın (Cemiyet-i Akvam Ahidnamesi) dördüncü maddesinde beyan olunan başlıca düvel-i müttefika ve müşareke Almanya ile akdolunan 28 haziran 1919 tarihli muahedename-den münfahim olan başlıca düvel-i müttefika ve müşarekedir.Paul C. HELMREICH - SEVR ENTRİKALARI:KİTABIN ÖZETİ :1919 yılı ve 1920’nin ilk aylarında 1nci Dünya Savaşı’nın galip devletlerinin temsilcileri Paris , Londra ve San Remo’da bir araya gelirler. Amaçları ; yenilgiye uğratılan devletlere uygulanacak barış koşullarını belirlemektir. Bu toplantıların sonucunda, doğu sorununa çözüm getirmek maksadıyla Osmanlı İmparatorluğu ile Sevr anlaşmasının imzalanmasına karar verilir.Savaş zamanı, müttefik kuvvetler kendi aralarında bazı anlaşmalar yaparlar. Bu anlaşmaların konusu Osmanlı İmparatorluğu ve Doğu sorunudur.30 Ekim 1918 tarihinde Mondoros Mütarekesi imzalanır. Mütarekenin en önemli maddesi , müttefiklerin güvenliğini tehdit eden herhangi bir durumun oluşması halinde müttefiklere işgal hakkını vermesidir. Mütarekede hiçbir koşul öne sürülmediğinden Türkiye bu anlamda kayıtsız şartsız teslim olmuş görünmektedir.Barış konferansının başladığı günlerde her devletin kendine ait planları vardır. Büyük Britanya’nın hedefi, Alman Ordusunu yok etmek ve yenik ulusların elinde bulunan sömürgeleri ortadan kaldırmak, Hindistan güzergahını emniyet ve denetim altında tutmaktır. Rakibi ise Fransa’dır.Fransa “Şark’ın büyük Hıristiyan gücü” olduğunu iddia etmekte ve Suriye , Kilikya , Lübnan , Filistin’i istemektedir.İtalya, Londra Antlaşmasıyla Saint Jean de Maurienne anlaşmasında verilen vaatlerin gerçekleşmesini istemektedir. Fransa ve İngiltere’nin oyunları ile ikinci plana itilmiştir.Birleşik Devletler , Boğazlarda milletler cemiyetinin nezaretinde bir uluslararası platform kurulmasını savunmaktadır.Paris Barış Konferansının açılışında büyük güçler temel sorunlarda fikir birliği içindedir. Türklerin İstanbul’dan çıkarılmasında , Boğazlarda uluslararası bir denetim oluşturulmasında, Osmanlı İmparatorluğunun Arap topraklarından sürülmesinde ve özgürlüğüne yeni kavuşan milletlerin tanınmasında fikir birliği vardır.Müttefikler yenilmiş. Türkiye büyük toprak kaybetmiş ve İslam dünyası ile ilişkileri kopartılmış ve yalnız bir devlet haline düşürülmüştür.Yunanlılar Kuzey Epir’i , kıyı adalarını , Bursa’nın bir kısmını , Kıbrıs ve İzmir’i istemektedir. Rodos ve on iki adalar Londra Anlaşmasıyla İtalya’ya bırakılmıştır. Bu nedenden dolayı Yunan-İtalyan gerginliği yaşanır.Ermenilerin talebi ise Akdeniz , Karadeniz ve Hazar denizi arasında uzanan dev bir Ermeni Devleti kurmaktır.İngilizler, Filistin’i Suriye’den ayrı kendi egemenliği altında olmasını istemektedir. Siyonistler, Filistin’in Yahudilerin vatanı olduğunu ve Yahudilere bırakılmasını talep etmektedir.Wilson , kamuoyunun görüşünü açıklığa kavuşturmak ve manda rejiminin ne ile karşılaşacağını görmek için Suriye , Filistin , Mezopotamya ve Ermenistan’a müttefik heyet gönderilmesine karar verir. Fransa ve İngilizler bu karardan hoşnut değildirler. İngiltere , Suriye’nin güney hududu boyunca uzanan toprak parçasını terk etmeye niyetli değildir. Fransızlar Sykes-Picot anlaşması gereğince Fransa’ya tahsis edilmiş topraklarda kendi egemenliği altında bir devlet istemekteydi. İngiltere ve Fransa Wilson prensiplerine karşı Yunan taleplerinin çoğuna destek vermektedir. Bu durum İtalyanları rahatsız etmektedir. Ege adaları , Yunanistan ile İtalya arasında paylaşılamamıştır.İtalyanlar 1919 Mart ayında asayişi sağlamak amacıyla Antalya’ya asker çıkarmaya başlar. 15 Mayıs’ta da Yunanlılar İzmir’e çıkarma yapar. Tüm bu olaylar karşısında Türkler , teslim ettikleri silah ve cephanelere el koyarak işgallere karşı tepki göstermeye başlarlar.Yunanlılar işgalin ; Antalya’da İtalyanları , Kilikya’da Fransızları , Ermenistan’da Birleşik Devletleri ve İstanbul’da uluslararası bir gücü bulundurmaya yönelik genel bir planın parçası olduğunu söylüyorlardı. Aynı zamanda büyük güçler tam bir çıkmaza girer. Anadolu ve İstanbul’un nasıl paylaşılacağına bir türlü karar verememektedirler. Wilson, Anadolu’nun parçalanması , Türklerin İstanbul’dan uzaklaştırılması fikri arasında gidip geliyor ve ne yapılacağına karar veremiyordu.Barış konferansı , Yakın Doğu meseleleriyle ilgili olarak üç sorun üzerine yoğunlaşır. Bunlar; Ermenistan ve Suriye’deki işgal kuvvetlerinin yeniden tahsisi , Küçük Asya’daki İtalya ve Yunanistan’a ait koşullu işgal alanlarının sınırlarını sabitleştirilmesi ve Trakya’daki Bulgar hududunun belirlenmesidir.Yakın Doğu üzerine çevrilen entrikalar İngiltere ve Fransa’nın arasını açar. İngiltere dostluğunu göstermek için Suriye ve Kilikya’daki tüm askeri birliklerini çeker ve siyasi hakimiyetin Fransızlara geçmesine göz yumar. Osmanlı İmparatorluğu’nun Arap Yarım Adası’ndaki toprak meselesi; İngilizlerin Suriye’yi Araplara terk etmesiyle çözüme kavuşmuş olur.İtalya ve Yunan birlikleri arasında uzun zamandır beklenen çatışma, 10 Temmuz günü patlak verir. Bu anlaşmazlık, Aydın-İzmir demiryolunun denetimi Yunanistan’a , Menderes Nehri’nin İtalyanlara verilmesi suretiyle çözüme kavuşturulur.Ortadoğu’daki karmaşayı gören Amerika, bir süre sonra sahneden geri çekilir. Çıkarları konusunda uzlaşması gereken iki taraf kalır. İngiltere ve Fransa.İstanbul hükümeti ise ; kurtuluşu Amerika yada İngiliz mandasında görmekte idi. Bu durum İngiltere ile Fransa arasında gerginlik yaratır. İngilizler ve Fransızlar kendi aralarında özel görüşmeler yaparak uzlaşmaya çalışırlar.Avrupalı güçler , İstanbul ve Boğazlar sorununa çözüm aramaktadır. İngiliz yetkililer , Türklerin İstanbul’dan çıkarılmasını savunur. İstanbul’un Türkler tarafından alınması Ortaçağın sonunu belirlemiş olduğundan ; İstanbul’u boşaltmaları da yeni bir çağın başlangıcını gösterecektir. Sonunda İstanbul ve Boğazlar Türklerden alınır ve uluslararası bir platform tarafından yönetilen bir bölge olur.1919 Mayıs’ında ortaya Milliyetçi bir hareket çıkar. Bu hareketin lideri Mustafa Kemal Paşa’dır .Mustafa Kemal Paşa direnişi kuvvetlendirmek için her beldenin önde gelenleriyle bağlantılar kurar. Sivas Kongresi toplanır ve burada izlenecek dış politika belirlenir. Türk devletinin sınırları Misak-ı Milli’de çizildiği gibi olacaktır. Yunanlıların İzmir işgaline şiddetle direnilecektir. Kapitülasyonlar olarak bilinen ekonomik haklar ve yabancı tercihli hukuk sistemi tamamıyla reddedilir.Avrupalı güçler Kuvay-i Milliye hareketini endişe ile izlemeye başlarlar.1919 sonbaharında gücün hareketi karşısında şaşkınlığa düşerler. İngiliz Savaş Bakanlığı Milliyetçi hareketin iyice kuvvetleneceği korkusuyla İngiliz birliklerinin geri çekilmesini önerir.Londra konferansı, 12 Şubat 1920 tarihinde toplanır. Fransızlar, Türklerin İstanbul’da kalmasını savunur. Fransız lider, Türkleri dışarı atmanın maliyetini Fransa’nın kaldıramayacağını belirtir. Lyod George ısrarla Türklerin atılmasını savunur ,ama bu tezinde yalnız kalır. Boğazlar için komisyon oluşturulacaktır. Türk devletinin mali denetimi , üç gücün katılımıyla oluşturulan bir heyet tarafından yapılacaktır. Kapitülasyonlar çok geniş kapsamlı olmasından dolayı Londra Konferansı’nda bir çözüme kavuşturulamaz.Azınlıkların dinsel , siyasi ve ekonomik özgürlükleri tamamen garanti altına alınacaktır. Savaş zamanında istimlak edilen mülkiyetlerin telafisi istenir. Mahkemelerde kendi dillerini kullanabileceklerdir , etnik yada dinsel eğitim sistemlerine izin verilecektir.İstanbul, 16 Mart günü İngiliz, Fransız ve İtalyanlardan oluşan bir güç ile işgal edilir. Bu güç padişah otoritesini güçlendirmeye geldiğini beyan etmektedir.Londra Konferansı’ndan sonra San Remo Konferansı toplanır. Bu konferansta İzmir’in Yunanistan’a katılması için halk oylamasının yapılmasını ve süresinin iki yıldan beş yıla çıkarılması kararı verilir. İtalya’ya, Anadolu’da ekonomik öncelik alanının yanı sıra Ereğli civarındaki kömür yataklarının işletilmesi hakkı tanınır.Ermenistan’a Erzurum, Erzincan ve Trabzon bırakılır. Batum Gürcülere bırakılır Filistin, İngiliz hakimiyeti altına girecektir. Fransa’ya , Fransız mandası altındaki topraklardan geçen boru hatlarından taşınan petrolün % 25’ne el koyma hakkı tanınır.Mustafa Kemal, bu olaylar sonucunda İstanbul hükümeti ile ilişkilerini kesmiş ve tamamen Anadolu’ya yönelmiştir. Büyük Millet Meclisini 22 Nisan günü toplar. Ve meclis ertesi gün başkanlığına Mustafa Kemal’i seçerek bir yürütme ve meclis heyeti oluşturur.30 Nisan günü yeni bir hükümetin kurulduğu ve halkın idaresini temsil ettiğini Batı devletlerine resmen bildirir.Ankara’da kurulan hükümet herkesi direnmeye çağırır. Çağrıyı izleyen birkaç hafta içinde on binlerce Türk İstanbul’u terk edip Anadolu’ya gider ve Milli Mücadeleye katılanların sayısı gün geçtikçe artar.10 Ağustos 1920 tarihinde Sevres’teki ünlü porselen fabrikasının sergi salonlarından birinde Sevr anlaşması imzalanır.Sevr Antlaşması, bizi iki sonuca götürür. Doğu sorununu, savaş öncesindeki konumunu muhafaza ederek çözmek. Bu zaman kaybına neden olur ve Yakın Doğu’da yepyeni olaylar meydana getirir. Bu yüzden istikrarlı bir barış hemen hemen hiç mümkün olmaz. Sevr gibi emperyalist bir antlaşmanın tek şansı , tepeden tırnağa yenilmiş ve güçsüz kalmış bir Türkiye’ye uygulanması olabilirdi. Avrupalı güçler arasındaki rekabet ve Anadolu’daki muazzam direniş bunu olanaksız kılmıştır.Sevr Antlaşması, 20. Yüzyılda Ortadoğu sorununa Avrupa’nın getirdiği bir çözümdür. Bu antlaşmanın çözüm olmadığı kısa zamanda anlaşılır. Milliyetçi direniş olarak adlandırılan işgallere karşı koyuş , Mustafa Kemal’in önderliğinde başarıya ulaşır. Sevr beklenenin aksine Türk Milletinde milli bilincin uyanmasını sağlamış, ayakları yere sapasağlam basan , güçlü ve bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti Devletini ortaya çıkarmıştır.

Hiç yorum yok: