28 Aralık 2007 Cuma

19 YÜZYIL OSMANLI DEVLETİ

19 YÜZYIL OSMANLI DEVLETİ19 yy. Padişahları: III. Selim (1787-1807) IV. Mustafa (1807-1808) II. Mahmut (1839-1861) Abdülmecit (1839-1861) Abdülaziz (1861-1876) V. Murat (1876-1909)AVRUPA DEVLETLERİNİN OSMANLI DEVLETİNE YÖNELİK POLİTİKALARI:Osmanlı Devleti'nin yüzyıl içerisinde gücünü büyük ölçüde kaybetmesi ve sürekli gerilemeye başlaması Avrupalı devletlerin geleneksel doğu politikalarında değişikliğe yol açmıştır. Bu politikalar zaman zaman Avrupalı devletleri birbirine rakip hale getirmiş aynı zamanda çeşitli ittifaklara da yol açmıştır.Şimdi bu devletlerin takip ettikleri siyaseti görelim:A- FRANSA:Osmanlı devletinin ilk dostluk ilişkileri kurduğu bu devlet Osmanlı topraklarının paylaşılması faaliyetlerine katılmaya başladı. Doğu Akdeniz’deki çıkarlarının devamı için daima ikili bir politika izledi. Bazen dostluk ilişkileriyle bazen de düşmanca tavırları ile Osmanlı devletindeki etkisini artırma yoluna gitti. Katolik azınlık üzerinde himayeci bir tavır takındı. Azınlıklara ulusçuluk fikrini aşılıyordu.B- İNGİLTERE:Asıl amaç olarak uzak doğu sömürgelerine giden yolların güvenliğini sağlamayı benimsemişti. Bu nedenle Osmanlı topraklarının bütünlüğünü savunuyordu. Almanya'nın kurulması ve Avrupa dengelerinin bozulması üzerine bu politikasından vazgeçip Osmanlı topraklarının paylaşımına katılmıştır. Osmanlı devleti ile ittifak kurduğu sırada yaptığı anlaşmalarla ticari ve siyasi ayrıcalıklarını arttırmıştır. Ayrıca Protestanların haklarını da savunmaktaydı.C- RUSYA:Temel amacı sıcak denizlere ulaşmak olan Rusya, bu hedefe ulaşabilmek için bu asırda çeşitli yollara baş vurdu. Panslavizm’e ağırlık verdi. Ortodoksların koruyuculuğunu üstlendi. Kafkaslarda büyüme yoluna gitti. Islahatların yetersizliğini bahane ederek Osmanlı Devletinin içişlerine karıştı. Bu yüzyılda Osmanlı devletini en çok tehdit eden devlet oldu.D- AVUSTURYA:Avusturya topraklarındaki azınlık hareketleri ile uğraşmak zorunda kaldığı için Osmanlı Devleti'neyönelik büyük politikalar takip edememiştir: Bu sebeple iki devlet arasında savaş görülmez. Avusturya, Balkan topraklarını ele geçirmek için Akdeniz’e çıkma düşüncesinden vazgeçememiştir. Balkanlarda Avusturya ve Rusya'nın çıkarları iki ülkenin arasını açmıştır.Osmanlı Devleti'nin İzlediği Politika:Osmanlı Devleti, düşmanlarına karşı tek başına karşı koyamayacağını anladığı için; Avrupalı devletler arasındaki rekabetten faydalanarak varlığını sürdürmeye çalıştı (denge politikası). Bu arada geçen zaman içinde gücünü artırma yollarına gitti. Askeri, idari, siyasi ıslahatlarla batılılaşma çabalarına girdi. Parçalanmayı engellemek için azınlıklara ayrıcalıklar tanımak zorunda kaldı. Bütün bu çabalar imparatorluğun ömrünü biraz uzatmış, fakat dağılmasını engelleyememiştir.19. YÜZYIL SİYASİ OLAYLARI1- 1806-1812 Osmanlı Rus Savaşı ve Bükreş AntlaşmasıNedenleri:1. Rusya'nın Balkanlardaki denetimini arttırmak istemesi:Rusya bu amacına ulaşabilmek için Eflak ve Boğdan beylerini ve Sırp azınlığı kullanmış onları ayaklanmaya kışkırtmıştır. Yedi Ada Cumhuriyetinden çekilmesi gerekirken aksine bölgeye asker sevkıyatına devam etmiştir.2. Osmanlı Devleti Rus yanlısı Eflak ve Boğdan Beylerini görevden alması: Fransa'nın desteği ile aldığı bu karardan Rus ve İngiliz baskısı sebebiyle geri dönmek zorunda kalmıştır.3. Osmanlı Devleti'nin boğazları Rus gemilerine kapatması:Osmanlı Devleti bu kararından da geri dönmek zorunda kalmıştır.4. Fransa'nın Osmanlı Devleti'ni savaşa kışkırtması:Fransa 1804 yılından beri Avrupa devletleriyle savaşa girmişti. Osmanlı Devleti'ni kendi safına çekerek yalnızlıktan kurtulmak istiyordu.Gelişim: Rusya 1806 yılında herhangi bir gerekçe bildirmeden Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti. Bu sırada Osmanlı Devleti Sırp isyanı ile uğraşmaktaydı.İngiltere’nin desteğindeki Rusya'ya karşı ancak Fransız desteği ile savaş açabilirdi. Rusya'nın ilk cepheli savaşta yalnız kalmasını istemeyen İngiltere, donanmasını İstanbul'a gönderdi. Böylece İngiltere'de savaşa başlamış oldu.Savaş sırasında Osmanlı ülkesinde önemli değişiklikler oldu. Çıkan ayaklanmalarda Nizam-ı Cedit'e son verildi. Fransa ise Rusya ile anlaşma yoluna gitti. Yaptığı Tilsit Antlaşması ile Rusların Balkanlar'ı işgaline izin verdi. Tilsit Antlaşması Osmanlı İngiliz yakınlaşmasını başlattı ve Kale-i Sultaniye Antlaşması (1809) imzalandı.Osmanlı Devletinin anlaşmayı imzalamasındaki nedenleri:1. Fransızların iki yüzlü politikası2. İngiltere'nin başlangıçta Rusya'nın yanında yer alması3. Azınlıkların milliyetçilik olaylarından dolayı başarısızlığa uğrayarak barış istemek zorunda kaldı.C. Bükreş Antlaşması Maddeleri:1. Rusya savaş sırasında işgal ettiği Eflak Boğdanı geri verecek. Osmanlı devleti iki yıl Eflak ve Bosna’dan vergi almayacak.2. Osmanlı Baserabya (Moldavya) bölgesini Rusya'ya verecek ve Prut ırmağı sınır kabul edilecek3. Sırplara iç idarelerinde ayrıcalık tanınacak4. Osmanlı Devleti Rusya-İran savaşında arabuluculuk yapacakSonuçlar:1. Osmanlı Devleti bir azınlığa karşı ilk kez ayrıcalık verdi. Milliyetçilik hareketlerinin hızlanmasına neden oldu.2. Osmanlı Devleti Rusya karşısında biraz daha geriledi.2. SIRP İSYANI (1804 -1812)Sırbistan Osmanlı Devleti'ne XV. yy. ortalarında katılmıştı. Osmanlı Devleti diğer bölgelerde olduğu gibi orada da adil bir yönetim kurdu. Bu yönetimden Sırplarda uzun süre memnun kaldılar. Ortaya çıkan güven ortamında rahat bir hayat yaşamışlar dil, din, adet ve geleneklerini muhafaza etmişlerdi. Yakınçağ başlarında Sırplar da isyan etti.a. Sırp İsyanının Nedenleri:1. Fransız İhtilali'nin ortaya çıkardığı milliyetçilik fikrinin Sırp'lar arasında hızla yayılması2. Balkanlar'da denetim kurmak isteyen Rusya ve Avusturya'nın Sırpları isyana kışkırtması.3. XVIII. asır boyunca Sırbistan'ın savaş alanı haline gelmesi (1718, 1739, 1791 savaşları) ve bu durumun Sırpların huzurunu bozması.4. Sırbistan'daki yerel idarenin bozulması ve bölgedeki yerel yöneticilerin halka baskı yapması.5. Bozulan ekonomisini düzeltmeye çalışan Osmanlı Devleti'nin Sırbistan'a yeni vergiler eklemesi.b. Gelişimi:Bölge halkının merkeze yaptığı şikayetler sonuçsuz kaldı. Sonuçta Sırplar ayaklandı. Yerel yönetimden memnun olmayan Müslümanlar da başlangıçta isyanı desteklediler. Asilerin başkanı domuz ticaretinden zengin olmuş ve Avusturya da subaylık yapmış bir Sırp olan Kara Yorgi idi.Osmanlı Devleti bu sırada Rusya ile savaşmakta olduğundan isyana gerektiği gibi eğilemedi. Ruslar Sırplara yardım ederek isyanın büyümesini sağladılar ve savaştan sonra Bükreş Antlaşması'na Sırbistan'la ilgili bir madde koydurdular.Yorgi bu maddeye dayanarak bağımsızlığa varan ayrıcalıklar istedi. Osmanlı ordusunun müdahalesi üzerine Avusturya'ya sığındı. Fakat isyan sona ermedi. Sırpların başına Miloş Obronoviç geçti. Osmanlı Devleti Rus müdahalesine engel olmak için Sırbistan'a ayrıcalıklar verdi ve Miloş'u başkan seçti.Sırp isyanı bundan sonra da bağımsızlığa kadar aralıklarla devam etti. Edirne Antlaşması (1829) ile özerklik kazandılar. Ancak 1878 yılında Berlin Antlaşması ile bağımsız olabildiler.3- YUNAN İSYANI (1821):Rumların Osmanlı Devleti'ne kesin olarak bağlanmaları Fatih döneminde olmuştu. Rumlar da diğer azınlıklar gibi her türlü hakka sahiptiler. Hatta diğerlerinden üstün bir durumda idiler Ortodoks kilisesinin yönetimi bunlara aitti. Divan tercümanlarının çoğu Rum'du. Sanat ve ticaretle uğraşırlardı. Özellikle deniz ticaretinde ilerlemişlerdi.a. Yunan İsyanının Nedenleri:1. Fransız ihtilalinden sonra dünyaya yayılan milliyetçilik düşüncesinin etkisi.2. Bizans İmparatorluğu'nu yeniden kurmak için çalışan Etnik-i Eterya Cemiyetinin çalışmaları.3. Rusya'nın Akdeniz'e açılabilmek için Rumları isyana kışkırtması.4. Avrupa’da meydana gelen Yunan hayranlığı (Filhelenizm) ve bu gelişmenin5. Yunan Milliyetçilik hareketlerini hızlandırması.6. Osmanlı merkezi yönetiminin eyaletler üzerindeki eski denetimini kaybetmesi.b. Gelişimi:Yanya Valisi Tepedelenli Ali Paşa Rumların ayaklanmasına fırsat vermiyor, onlara göz açtırmıyordu. Rumlar önce merkezle Ali Paşa'nın arasını açtılar ve Ali Paşa'ya isyan ettiler. Fırsat bekleyen Etnik-i Eterya Cemiyeti isyan kararı aldı.Rum isyanı, Ruslardan yardım alma imkanı daha yüksek olan Eflak'ta çıktı. Ancak Rum yöneticilerden bıkmış olan Eflak Halkı isyana katılmadı. Osmanlı Devleti isyanı kısa zamanda bastırdı.İkinci isyan Mora da çıktı. Rumlar asırlardan beri kendilerine iyilikle muamele yapmış olan Türk halkını katletmeye başladılar. Rum isyanı Avrupa’da büyük bir coşku ile takdir topladı. Büyük yardımlar gördü. Osmanlı Devleti Mısır Valisi M. Ali Paşadan Mora valiliği karşılığında yardım istedi. İsyan ancak bu şekilde bastırılabildi.Navarin Baskını (1827): İsyanın bastırılması üzerine İngiltere ve Rusya olaya müdahale ettiler. Çünkü bölgenin M. Ali Paşa gibi güçlü bir valinin eline geçmesini istemiyorlardı. Bir Yunan Devleti kurulması yönündeki tekliflerini Bab-ı Ali'ye bildirdiler. Osmanlı Devleti teklifi reddetti. Bunun üzerine İngiliz, Rus ve Fransız birleşik donanması Navarin'deki Osmanlı donanmasını yakarak imha etti. Rusya savunmasız kalan Osmanlı Devleti'ne savaş açtı. Yunanistan bu savaştan sonra yapılan Edirne Antlaşması ile bağımsız oldu.4- 1828 -1829 OSMANLI RUS SAVAŞI ve EDİRNE ANTLAŞMASIOsmanlı Devleti'nin 1826 yılında Yeniçeri Ocağının kaldırılması nedeniyle kara ordusu yoktu. Donanması ise imha edilmişti. Ruslar bu nedenle hem Balkanlarda hem de Anadolu’da hızla ilerlediler. Edirne'yi işgal ettiler. Osmanlı Devleti anlaşma yapmak zorunda kaldı.Edirne Antlaşması (1829): Maddeleri:1. Osmanlı Devleti Yunanistan'ın bağımsızlığını tanıyacak.'2. Tuna ağzındaki adalar Rusya'ya bırakılacak, buna karşılık Rusya işgal ettiği Balkan topraklarından çekilecek.3. Doğu Anadolu, Ahıska, Potin, Rusya'ya bırakılacak.4. Eflak, Boğdan ve Sırbistan'da özerk yönetimler kurulacak.5. Rus ticaret gemileri boğazlardan serbestçe geçebilecek.7. Osmanlı Devleti Rusya'ya 8.5 milyon lira savaş tazminatı ödeyecek.Önemi:1. İlk defa bir azınlık, bağımsız olmuştur. Yunanistan'ın bu durumu diğer azınlıklar için bir örnek teşkil etmiştir.2. Eflak ve Boğdan'ın özerklik kazanması ile Romanya'nın temelleri atılmıştır.3. Küçük Kaynarca'dan sonra imzalanan en ağır antlaşmadır.4. Dengelerin bozulduğunu iddia eden Fransa Cezayir'i işgal etmiştir.5. Bükreş Antlaşması ile ayrıcalık kazanan Sırbistan özerklik almıştı. 6. Fransa dengelerin bozulduğunu ileri sürerek 1830 yılında Cezayir’i işgal etti.İşgal 1847 yılında tamamlandı5- MISIR VALİSİ KAVALALI MEHMET ALİ PAŞA'NIN İSYANIMehmet Ali Paşa, Fransa'nın Mısır'ı işgali sırasında bölgeye gönderilen Osmanlı ordusunda gönüllü askerdi. Fransa'nın Mısır'ı fethinden sonra orada bulunan başsız askerlere komutan oldu. Birkaç defa isyan ettikten sonra kendisini Mısır valisi olarak kabul ettirdi.Mısır'da otoritesini sağlayan Mehmet Ali Paşa derhal ıslahatlara girişti. Gelirleri arttırdığı gibi Fransız uzmanlar sayesinde ordu ve donanmasını da güçlendirdi.Kölemenlerin baskısına son vererek Mısırlıların sevgisini kazandı.1806 yılında Mısır’a saldıran İngilizleri püskürttü. Hicaz isyanını bastırdı. Osmanlı Devleti'nin bastırmakta aciz kaldığı Mora isyanını bastırdı. Osmanlı Devleti bu yardımına karşılık ona Mora Valiliğini verecekti. Bağımsız bir Yunan Devleti'nin kurulması üzerine Osmanlı devleti bu vaadini gerçekleştiremedi.A) İsyanın Nedenleri:1. Mehmet Ali Paşa'nın Mora'daki askerlerini habersiz çekmesi.2. M. Ali Paşa'nın Mora valiliği yerine Suriye ve Akka valiliğini istemesi. Mehmet Ali Paşa Suriye'nin gür ormanlarından yararlanarak yeni bir donanma yapmayı düşünüyordu. Osmanlı Devleti bu isteği reddetti.3. M. Ali Paşa'nın 1828- Rus seferine istendiği halde asker göndermemesi.4. Devlet büyüklerinin padişahı, Mehmet Ali Paşa'ya karşı kışkırtmaları.B) İsyanın Gelişimi ve Mısır Sorununun Birinci AşamasıOsmanlı Devleti'nin Suriye'ye giren İbrahim Paşaya karşı gönderdiği ordular İbrahim Paşa karşısında üst üste yenilgiler aldı. İbrahim Paşaya İstanbul yolu açıldı. Bunun üzerine İngiltere ve Fransa’dan yardım alamayan II. Mahmut Ruslardan yardım istedi. 15 bin kişilik bir Rus ordusunun İstanbul’a gelmesi olayı uluslararası bir sorun haline getirdi. Olaya Fransa ve İngiltere de karıştı, sonuçta Kütahya Antlaşması(1833) imzalandı Buna göre:1. Mehmet Ali Paşaya aynı zamanda Girit ve Suriye valiliği de verilecek.2. İbrahim Paşaya da Cidde valiliğine ek olarak Adana valiliği verilecek.Kütahya anlaşması her iki tarafı da memnun etmedi. Bu sebeple Padişah ve Mısır valisi yeni hazırlıklar yaptılar. II. Mahmut İngiliz ve Fransızlara güvenemediğinden Ruslarla Hünkâr iskelesi antlaşmasını yaptı. Hünkar İskelesi Antlaşması: (1833) Maddeleri:1. Osmanlı Devleti ile Rusya, savaş zamanlarında birbirlerine yardım edecekler.2. Osmanlı Devleti'ne herhangi bir saldırı olursa Rusya Osmanlı Devletini koruyacak. Ancak Rusların masraflarını Osmanlı devleti ödeyecek.3. Rusya bir saldırıya uğrarsa Osmanlı Devleti askeri yardım yapmayacak sadece boğazları kapayacak.4. Anlaşma sekiz yıl sürecek.Önemi:1. Osmanlı Devleti'nin boğazlar üzerindeki egemenlik haklarını kullanarak imzaladığı son anlaşmadır. Bundan böyle boğazlar konusu uluslararası konferanslarda çözülecektir.2. Rusların Boğazlar üzerinde yeni haklar elde etmesi Boğazlar sorununun doğmasına sebep olmuştur.3. Rusya'nın Karadeniz'deki güvenini artırmıştır.4. Osmanlı Devleti M. Ali Paşaya karşı bir güvence sağladı. Ancak bu anlaşma İngilizlerin ve Fransızların hoşuna gitmedi.5. Özellikle İngiltere bu anlaşmadan sonra Osmanlı’ya bir saldırı olmaması yönünde politika izledi.1838 Balta Limanı AntlaşmasıOsmanlı devleti İngiltere’ye bir takım ticari ayrıcalıklar vererek İngiltere’nin desteğini almak istemiştir. Bu anlaşma ile İngiliz mallarının Osmanlı pazarına girmesi kolaylaştı. Osmanlı toprakları İngilizler için açık pazar haline geldi.C) Mısır Sorununun İkinci AşamasıKütahya antlaşmasından sonra her iki tarafında savaşa hazırlandığından bahsetmiştik, İngiltere Mısır'da güçlü bir yönetim bulunmasını istemiyordu. Nitekim Mehmet Ali Paşa Mısır ve Suriye ticaretini İngiltere'ye kapamıştı. Bu sebeple İngiltere, Padişahı yeni bir savaşa kışkırtıyordu. Fransa yapılan ıslahatlarda yardım ettiği için Mısır'da üstün duruma gelmişti ve bunu devam ettirmek istiyordu.II. Mahmut hazırlıklarını tamamladıktan sonra yeniden savaşa başladı. Nizip'te yapılan savaşı Osmanlı ordusu kaybetti. Kaptan-ı Derya Ahmet Paşa Osmanlı donanmasını Mehmet Ali Paşaya teslim etti. Bu sırada II. Mahmut öldü. Yerine oğlu Abdülmecit geçti.Rusya Hünkar İskelesi Antlaşması'na uyarak İstanbul’a geldi. Bu olaydan son derece rahatsız olan İngiltere, olayı bir Avrupa sorunu haline getirdi. Londra da uluslararası bir konferans düzenlendi. Konferansa İngiltere, Rusya, Osmanlı Devleti, Prusya ve Avusturya katıldı. Fransa, M. Ali Paşayı desteklediği için katılmadı. Mısır sorunu görüşülerek Londra Sözleşmesi (Mukavelenamesi) 1840 imzalandı.Alınan Kararlar: 1. Mısır, hukuken Osmanlı devletine bağlı kalacak fakat yönetim Mehmet Ali Paşanın soyuna bırakılacak.2. Buna karşılık Mısır, yılda 80 bin altın vergi ödeyecek.3. Suriye, Adana ve Girit tekrar Osmanlı yönetimine bırakılacak.Mehmet Ali Paşa Fransa'nın desteği ile anlaşmayı kabule yanaşmadı. Tekrar başlayan savaştan sonra anlaşmayı kabul etmek zorunda kaldı.Böylece:1. İçişlerinde serbest imtiyazlı bir eyalet haline geldi.2. Osmanlı Devleti'nin bir valisine bile söz geçiremeyecek derecede güçsüzleştiği anlaşıldı.Boğazlar Sorununun Çözülmesi ve Londra Antlaşması:Hünkar İskelesi Antlaşmasının süresi bitince Londra da bir konferans toplandı. Toplantıya Rusya, Osmanlı devleti, Fransa, İngiltere, Prusya, ve Avusturya katıldı.Alınan Kararlar:1. Boğazlarda egemenlik hakkı Osmanlı Devletine ait olacak.2. Barış döneminde hiçbir savaş gemisi boğazlardan geçemeyecek.Anlaşma İle:1. Osmanlı Devleti'nin Boğazlar üzerindeki hükümranlık haklarına kısıtlama getirilmiştir.2. Rusya boğazlar üzerindeki üstünlüğünü kaybetmiştir.3. Fransa ve İngiltere Akdeniz’deki güvenliklerini artırmışlardır.MÜLTECİLER SORUNU1848’de Avusturya sınırları içinde yaşayan Macarlara haklar vermeyip, Macaristan’ı işgale başladı. Macarlar Avusturya’ya savaş açınca Avusturya ve Rusya işbirliği yaptı. Avusturya ve Rusya’nın baskısına dayanamayan Macarlar ve Lehler göç ederek Osmanlıya sığındı. Avusturya ve Rusya göç eden mültecilerin geri verilmesini istediyse de Osmanlı devleti karşı çıktı. Bir rapor hazırlanarak durum Avrupa kamuoyuna açıklandı. Bu durum Avrupa’da halkın sempatisi ile karşılandı. İngiltere ve Fransa Osmanlı devleti lehine tavır koydu, Avusturya ve Rusya isteklerinden vazgeçmek zorunda kaldı.Mülteciler konusunda Osmanlının sergilediği tavır 1853 yılında başlayan Kırım savaşında İngiltere ve Fransa’nın Osmanlı devletinin yanında yer almasında etkili olmuştur.KIRIM SAVAŞI (1853-1 856)Nedenleri:1) Rusya'nın Osmanlı Devleti üzerindeki emelleri:Rusya "Hasta Adam" olarak kabul ettiği Osmanlı devletinin mirasını biran önce paylaşmak istiyordu. Bu nedenle Fransa ile anlaşma yollarını o zamanki siyasetine daha uygun bulan İngiltere Rus tekliflerini kabul etmedi. Bunun üzerine Rusya düşündüklerini tek başına gerçekleştirmek için harekete geçti.2) Kutsal yerler sorunu:Hıristiyanlar için Kudüs ve Filistin dolaylarının yönetimi Fransızlara verilmişti. Fransız İhtilali'nden sonra bölgedeki üstünlük Ortodokslara geçti. 1848 yılından sonra Fransa eski gücünü yeniden kazanmak için faaliyete geçti. Bu durum Rusya'nın Osmanlı Devleti içişlerine karışmasına fırsat verdi.3) Prens Mençikofun İstanbul'a gelmesi:Prens Mençikof İstanbul'a iki amaç için gönderildi. Biri, açık olan Kutsal yerler sorunu çözme işi, diğeri ise gizli olan, Osmanlı Devleti'yle Hünkar İskelesi Antlaşması'na benzer bir anlaşma imzalamaktı.Prens Mençikof amaçlarını İstanbul'da bir ültimatom şeklinde sundu, İngiltere ve Fransa'nın desteğini alan Osmanlı Devleti ültimatomu reddetti. Bunun üzerine Rusya Osmanlı Devleti'ne savaş açtı.Savaşın Gelişimi: Avrupa devletleri sorunu anlaşma yoluyla çözmek istediyseler de gelişme sağlanamadı. Osmanlı Ordusu Balkanlar'da ve Anadolu'da önemli başarılar kazandı.Sinop Baskını (1853)İngiliz ve Fransız donanmaları yardım için İstanbul’a geldi. Bu durum Londra Antlaşması'na tersti. Buna kızan Ruslar Sinop'a bir baskın düzenleyerek Osmanlı donanmasını yaktılar. Bundan sonra İngiltere ve Fransa Osmanlı Devleti'nin yanında savaşa girdi. Bunlara İtalya birliğini kurmaya çalışan Piyomente'de katıldı. Bu anda Osmanlı devleti savaş masraflarını karşılayabilmesi için İngiltere'den ilk dış borcunu aldı. Müttefikler Kırım'a asker çıkararak önemli kaleleri işgal etti. Rusya antlaşma yapmak zorunda kaldı.Paris Antlaşması (1856):Paris’te yapılan barış görüşmelerine Osmanlı Devleti, Rusya, İngiltere, Avusturya, Fransa, Piyomenteye savaşta yer almayan Prusya katıldı. Osmanlı devleti azınlıklarla ilgili bir karar çıkmasına engel olmak için Islahat Fermanını ilan etti.1. Osmanlı Devleti bir Avrupa Devleti sayılacak ve toprak bütünlüğü Avrupalı Devletlerin garantisi altında olacak2. Karadeniz, tarafsız bir deniz olacak ve bütün dünyanın ticaret gemilerinin bundan yararlanabilecek, Ruslar ve Osmanlılar Karadeniz'de donanma bulunduramayacak, tersane kuramayacaktı.3. Boğazlar konusunda 1841 Londra antlaşması geçerli olacak4. Her iki tarafta savaşta aldıkları yerleri geri verecek5. Eflak ve Boğdan Beyliği içişlerinde bağımsız olacak, bu beyliğin ve Sırbistan’ın hakları Avrupa devletlerinin garantisinde olacak.6. Tuna üzerinde ticaret gemileri serbestçe dolaşılacak ve anlaşmaya imza koyan devletlerden oluşan bir komisyon kurulacak, 7. Avrupalı devletler Tanzimat Fermanı'nı dikkate alacaklar ancak bu fermanı kullanarak Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karışmayacaklarParis Antlaşmasının Önemi:1. Rusya'nın Osmanlı Devleti üzerindeki emellerine bir süre için engel olundu2. Rusya, Osmanlı Devleti'nden elde ettiği bütün ayrıcalıklarını kaybetti3. Osmanlı Devleti ilk kez bir Avrupa Devleti kabul edildi4. Karadeniz'in tarafsızlığı maddesi ve Osmanlı Devleti'nin Karadeniz'de donanma bulundurmaması onu yenik bir devlet konumuna düşürmüştür5. Osmanlı Devleti kendi sınırlarını koruyamayacak güçte olduğunu kabul etmiştir.6. Avrupalı Devletler, anlaşmaya rağmen Islahat Fermanı'nı bahane ederek Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karışmışlardır. Rusya'nın bu antlaşmayı en kısa sürede değiştirmek isteyeceği gayet açıktı. Rusya bu amaçla fırsat gözlemeye başladı. Avrupa devletler dengesinde meydana gelen değişiklikler Rusya'nın hara-kete geçmesini sağladı.1877 - 1878 OSMANLI - RUS SAVAŞI (93 HARBİ)Nedenleri:1. Paris antlaşmasına imza atmış olan Fransa'nın, Prusya karşısında yenilmesinden sonra Avrupa güçler dengesinin bozulması. Rusya bu gelişmeyi değerlendirerek, sıcak denizlere açılmasına engel olan Paris Antlaşması'nın, Karadeniz’in tarafsızlığı ilkesini tanımadığını bildirmiştir.2. Rusya'nın Panslavist politikaya ağırlık vermesi. Rusya, Balkanları egemenliği altına alabilmek için bütün Ortodoksların (Bulgar, Sırplar, Rumlar, Rumenler gibi) birleşmesi demek olan Panslavizm’i ortaya attı ve bu milletleri isyana kışkırttı.3. Bosna- Hersek, Sırbistan, Karadağ ve Bulgaristan isyanlarının çıkması. Osmanlı Devleti isyanları bastırmada aciz kaldı. Bu durum Avrupalı devletlerin ve başta Rusya'nın aktif olarak olaya karışmasına sebep oldu. Yeni bir savaştan çekilen Avrupalılar, İstanbul'da bir Konferans tertip ettiler. Konferansa Osmanlı Devleti, Rusya, İtalya, İngiltere, Fransa, Avusturya ve Almanya katıldı. Osmanlı devleti bu arada Kanuni Esasiyi ilan etti ve konferans kararlarını kabul etmedi. Londra'da ikinci bir konferans tertip edildiyse de savaşa engel olunamadı.Gelişimi: Rusya Balkanlardan ve Anadolu'dan saldırıya geçti. Balkanlar'daki ayaklanmaları da arttırarak hızla İstanbul'a ilerlemeyi düşünüyordu. Fakat umduğu gibi olmadı. Doğuda Ahmet Muhtar Paşa, Balkanlarda Plevne'de Gazi Osman Paşa büyük başarılar kazandı. Sürekli Rus saldırıları sonucunda yardım alamayan Türk kuvvetleri eridi. Ruslar, Plevne'yi ve Şapkayı geçtiler. Edirne yolu açılmış oldu. Doğuda ise Kars, Ardahan ve Erzurum'u işgal ettiler. Rus ordusunun Yeşilköy'e kadar gelmesi üzerine Osmanlı Devleti barış yapmak zorunda kaldı.Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması (1878):Ruslar bütün isteklerini kabul ettirdiler. Türk delegelerinin ağlayarak imzaladığı anlaşmanın şartları şunlardır.1. Osmanlı Devleti'ne bağlı bir Bulgaristan Prensliği kurulacak, Prensliğin sınırları Tuna'dan Ege'ye, Trakya'dan Arnavutluğa uzanacaktı.2. Bosna-Hersek'e içişlerinde bağımsızlık verilecek3. Sırbistan, Karadağ ve Romanya tam bağımsızlık kazanacak ve sınırları genişletilecek4. Kars, Ardahan, Batum ve D. Bayezıt Rusya'ya verilecek5. Teselya Yunanistan’a bırakılacak6. Girit ve Ermenistan'da Islahat yapılacak7. Osmanlı Devleti Rusya'ya 30 milyon Ruble savaş tazminatı ödeyecekBERLİN KONFERANSI (1878):Rusya'nın Osmanlı Devleti'ni istediği gibi parçalamasını kabul etmeyen Avrupa devletleri anlaşmaya itiraz etti. Yeni bir savaşı göze almayan Rusya yeni düzenlemeyi kabul etti. Fransız, İngiliz, Osmanlı, Rus, Avusturya ve Alman Devletleri Berlin de toplandılar. Müzakereler sonucunda Berlin Antlaşması imzalandı (1878) Buna göre;1. Ayestefanos'la kurulan Bulgaristan, üç kısma ayrıldı. Birinci Bölge: Osmanlı devletine bağlı özerk Bulgar prensliğiİkinci Bölge: Hıristiyan vali atamak şartıyla Osmanlı Devleti'ne bırakılan Doğu Rumeli kısmıÜçüncü Bölge: Islahat yapmak şartıyla Osmanlı Devleti'ne bırakılan Makedonya kısmı2. Bosna - Hersek Osmanlı Devleti’ne ait kabul edilecek fakat Avusturya tarafından yönetilecek3. Karadağ, Sırbistan, ve Romanya'nın bağımsızlığı devam edecek, fakat sınırları değiştirilecek4. Kars, Ardahan, Batum, Ruslarda kalacak Fakat Doğu Beyazıt Osmanlı Devletine bırakılacak5. Teselya Bölgesi Yunanistan'a ait olacak6. Rumeli'de ve Anadolu'da Ermenilerin oturduğu bölgelerde ıslahat yapılacak7. Osmanlı Devleti Rusya'ya 60 milyon Ruble savaş tazminatı ödeyecek.Önemi:1. İlk kez çok sayıda azınlık birden bağımsız oldu2. Yunanistan biraz daha büyüdü3. Ermeni sorunu başladı4. Rusya’nın Balkanlardaki hakimiyetine engel olundu5. Osmanlı Devleti Doğu Bayezıt'ı kurtardı Ancak daha büyük bir tazminat ödemek zorunda kaldı.6. Rusya'nın Akdeniz'e açılmasına engel olundu7. Bulgaristan'ın sınırları küçüldü8. Osmanlı Devleti dağılma dönemine girdiOSMANLI DEVLETİ'NİN DAĞILMASI (1878-1908)1- Kıbrıs'ın İngiltere’ye Devri (1878): İngiltere, Mısırı almak için Doğu Akdeniz'de 18.yy. sonlarından itibaren daha yakından ilgilenmeye başlamıştı. Kıbrıs'ı ele geçirme düşüncesi ise 19.yy. başlarında belirdi 1869 yılında Süveyş Kanalının açılmasından sonra İngiltere bu yöndeki çalışmalarına hız verdi. Berlin Antlaşması sırasında Osmanlı Devleti'nin zayıflığından yararlanarak, Rusların Osmanlı Devleti'ne yapacakları muhtemel bir saldırıyı önlemek bahanesi ile adayı işgal etti. Osmanlı Devleti, toprak mülkiyeti kendisinde kalmak şartı ile adayı geçici olarak İngiltere'ye devretti.2- Tunus'un Fransa Tarafından İşgali (1881):Fransa Cezayir'e yerleştikten sonra gözünü Tunus'a çevirdi. Fransa'ya Tunus'u işgal etme fırsatını Berlin kongresi verdi. Almanya, Fransa'nın dikkatlerini kendi sınırlarından uzaklaştırmak için işgale yeşil ışık yaktı. Osmanlı Devleti, olayı protesto etmekten başka bir iş yapamadı.İşgale tepki gösteren diğer bir devlet İtalya oldu. İtalya’da fiili bir hareketle bulunamadı Ancak bu olaydan sonra Almanya'ya doğru kaymaya başladı.3- Duyun-u Umumiye'nin Kurulması (1881):Osmanlı Devleti ilk dış borcunu Kırım Savaşı sırasında almıştı. Borçlanma işlemi zamanla devam etti. 1875 yılına gelindiğinde aldıkları borçların faizlerini bile veremeyecek duruma geldi. Osmanlı Devleti Padişahları, Bu durum Avrupalı alacaklıları harekete geçirdi. Alacaklılar konuyu Berlin konferansına getirdiler. Böylece konu devletlerarası siyasi bir sorun haline geldi. Fakat kesin çözüm getirilemedi.Alacaklılar Osmanlı Maliye Bakanlığı dışında Duyun-u Umumiye Meclisini kurdular ve Osmanlı Devletinin bazı gelir kaynaklarına el koydular.Duyun-u Umumiye idaresi Lozan Antlaşması ile kaldırılabilmiştir.4- İngilizlerin Mısır'ı İşgali:1869 yılında Süveyş Kanalı'nın açılması Mısır'ın jeopolitik öneminin artmasına sebep oldu. Bu durum Mısır üzerindeki İngiliz ve Fransız rekabetini hızlandırdı, İngiltere yaptığı ekonomik ve siyasi yardımlarla Mısır'ı ele geçirmeye çalıştı. Mısır Hidivi İsmail Ağa'nm savurganlığı sonucunda Mısır maliyesinin iflası Mısırda karışıklıklara yol açtı. Mısır halkı Avrupalıların dükkanlarını yağmalamaya başladı. Bu fırsatı değerlendiren İngiltere Mısır'ı işgal etti (1882)5- Girit sorunu ve 1897 Osmanlı - Yunan Savaşı:Yunanistan'ın bağımsızlık kazanmasından sonra Giritli Rumlar Yunanistan'a bağlanmak için isyanlar çıkarmaya başladılar. Böylece ortaya çıkan Girit sorunu Avrupalı Devletlerin iç işlerimize karışmasına sebep oldu.Ciritte ilk isyan adanın Mehmet Ali Paşadan tekrar Osmanlı Devleti'ne geçmesinden sonra çıktı. Osmanlı Devleti isyanı kolaylıkla bastırdı. Fakat 1866 da daha büyük bir isyan çıktı. Osmanlı Devleti olaya hakim olmaya başlayınca Avrupalı devletlerde işin içine girdi. Osmanlı Devleti yayınladığı, fermanlarla (1868) Girit'e bazı haklar verdi. Bu haklar ada Rumlarının şımarmasına neden oldu 93 Harbinin ortaya çıkardığı karışık ortamdan yararlanan Rumlar Yunanistan’ın desteği ile yeniden ayaklandılar.Osmanlı Devleti Yunanistan'a bir ültimatom vererek Girit’teki asilere yaptığı yardımı durdurmasını istedi. İki ülke arasında savaş çıkmasını istemeyen büyük devletler Paris'te bir konferans topladılar. Bu konferans Halepa Fermanı_{lâ78) benimsedi. Halepa Fermanıyla Giritli Rumlara özerklik statüsü verildi. Buna rağmen Rumlar memnun olmadı ve yeniden ayaklandılar. Fakat bu sefer de Osmanlı Devleti sert davrandı ve Giritliler Halepa Fermanı'nı kabul etmek zorunda kaldılar. Bulgaristan'ın Doğu Rumeli ile birleşmesi sırasında doğan Balkan bunalımı sırasında Yunanistan adaya asker çıkarttı. Aynı zamanda Balkanlar'da da genişleme arzusunda olduğunu belli etti. Bu durum, Avrupalı devletlerin çatışmayı engelleme isteklerine rağmen savaşa dönüştü. Yunanistan Dömeke Meydan Savaşı'nda (1897) büyük bir yenilgiye uğradı. Bundan sonra Avrupalı devletler araya girdi ve barış yapıldı. Anlaşma sonunda Girit'e muhtariyet verildi.Yunan krallık ailesinden bir prensin adayı yönetmesi kabul edildi. Adada Türk egemenliğini temsil eden sadece bayrağımız oldu.1908 yılında Yunanistan Girit'i işgal etti. Osmanlı Devleti Balkan Savaşları'ndan sonra Girit'in Yunanistan'a ait olduğunu kabul etti.6- Bosna Hersek'in Avusturya Tarafından İşgali (1908):Berlin Antlaşması'yla (1878) idaresi geçici olarak Avusturya'ya bırakılan Bosna-Hersek, uzun yıllar böyle kaldıktan sonra II. Meşrutiyetin ilan edilmesinden sonraki karışık dönemde Avusturya bu bölgeyi resmen topraklarına kattı. Osmanlı Devleti de Yeni Pazar Sancağı bizde kalmak şartı ile bunu kabul etti. (1908)7- Bulgaristan'ın Tam Bağımsızlığına Kavuşması (1908):1878 Berlin antlaşmasındaki Bulgar Prensliği, Doğu Rumeli eyaletlerini kendine bağladıktan sonra (1885) fırsat bulup bağımsızlığa kavuşmak istiyordu. II. Meşrutiyetin ilanı ile bağımsız Bulgaristan Krallığı kuruldu (1908). Osmanlı Devleti, Rusya'nın sıkıştırmasıyla bunu kabul etti.8- Doğu Rumeli Eyaletleri'nin Bulgar Prensliği ile Birleştirilmesi (1885):Doğu Rumeli'deki Bulgarlar isyan ederek Hıristiyan valiyi kovdular. Osmanlı Devleti bunu kabul etmediyse de daha sonra Alman Hanedanından birisini ve Doğu Rumeli eyaletlerinin Bulgar Prensliğiyle birleşmesini kabul etti (1887). Bu durum 1908'e kadar sürdü ve bu tarihte Bulgaristan Osmanlı Devleti'nden ayrıldı. 19. Yüzyıl Islahat HareketleriNizam'ı Cedit'e tepki ve II. Mahmut'un Sultan Olması:III. Selim'in köklü ıslahat hareketleri özellikle yeniçerilerin ve çıkarları elden gidenlerin işlerine gelmiyordu. Bu aleyhtarların propagandaları ile Kabakçı isyanı patlak verdi. Asiler III. Selim tahttan indirip yerine IV. Mustafa’yı geçirdiler.Nizam-ı Cedit tarafları Rusçuk Ayanı –Ayan:Osmanlı devletinde taşrada yaşayan tanınmış, köklü ailelere ayan denilmektedir.- Alemdar Mustafa paşa III. Selimi tekrar sultan yapabilmek için İstanbul’a geldi. Fakat III. Selim öldürüldüğünden yerine II. Mahmut'u sultan yaptı. Kendisi de sadrazam oldu.Alemdar Mustafa Paşa Islahatları:1) Sened-i İttifakın İmzalanması:İmparatorluğun pek çok bölgesinde merkezi dinlemeyen derebeyleri ortaya çıkmıştı. Ayan adı verilen bu derebeylerini Alemdar Paşa İstanbul'da topladı. Devlet yapılacak yeniliklerde ayanların desteğine muhtaçtı. Bu sebeple Senet-i ittifak imzalandı. Ayanlar merkeze sadık kalacaklarına ve yenilik hareketlerini destekleyeceklerine söz verdi. Buna karşılık padişah da ayanların elde etmiş oldukları hakları tanıdı.Bu anlaşma seçkin bir grupla imzalanması,hükümdarın bazı yetkilerini sınırlaması yönüyle İngiltere’de imzalanan Magna Chartaya benzer.Sened-i ittifakla birlikte Osmanlı padişahlarının yetkileri ilk kez kısıtlanmış oldu.2. Sekban-ı Cedit'in kurulması: Alemdar Mustafa Paşa Nizamı Cedit'in yerine Avrupa eğitimi yapan Sekban'ı Cedit ordusunu kurdu. Sekban-ı Cedit Ordunun kısa zamanda kurulması ve büyümesi, Sekban-ı Cedid aleyhtarı yeniçerileri endişeye düşürdü.Yeniçeriler isyan edip, Alemdar Mustafa Paşa'yı öldürerek yaptığı yenilikleri ortadan kaldırdılar. IV. Mustafa'yı tekrar padişah yapmak istediler fakat IV. Mustafa katledildiği için bunu gerçekleştiremediler. Senet-i İttifaka göre yardıma gelmesi gereken Ayanlar gelmeyince bu durum bahane edilerek Senet-i İttifak kaldırıldı.II. Mahmut'un Islahat Hareketleri:II. Mahmut devletin çok kritik bir aşamaya geldiği dönemde başa geçti. Devleti parçalanmadan kurtarmak için köklü ıslahatlara girişti. Avrupalılaşma sürecini hızlandırdı.1-Eşkinci Ocağı'nın kurulması: II. Mahmut yeniçerilerin ıslahatlarının zor olduğunu anlamasına rağmen yeni bir denemeye girişti. Bu ocağa bağlı Eşkinci Ocağı'nı kurdu. Bu ocak da Nizam-ı Cedit ve Sekbanı Cedit gibi talim yapacaktı. Yeniçeriler isyan ederek bu ocağa da son verdiler.2- Yeniçeri Ocağının Kaldırılması (1826)II. Mahmut Yeniçeri Ocağı'nın itaat altına alınamayacağını görünce ocağı tamamen kaldırmaya karar verdi. Ocak halkın ve topçu ocağının desteği ile kaldırıldı.3- Asakir-i Mansure-i Muhammediye’nin kurulması:Yeniçeri ocağının yerine kurulan bu ordu, Avrupa tarzında eğitim alıyordu. Bölük, Alay, Tabur şeklinde teşkilatlanmıştır.4-Tımar sistemi kaldırıldı:Dirlik sistemi kaldırılarak memurlara toprak yerine maaş verilmeye başlandı. Askeri alanda ise tımarlı sipahilerin yerine eyaletlerde Redif birlikleri kuruldu. (1834)3- Hükümet ve Yönetimin Değiştirilmesi:Sadece askeri ıslahatlarla bir yere varılamayacağını gören II. Mahmut devlet düzeninde de değişiklik yapma yoluna gitti. Divanı kaldırarak yerine Nazırlıkları (Bakanlıklar) kurdu.Reissülküttablık Hariciye nazırlığına, sadaret kethüdalığı Dahiliye nazırlığına, Darphane Hazinesi ve Hazine-i amire Maliye nazırlığına çevrildi.5- Darü'ş şüray-ı Bab-ı Ali'nin kurulması:Devlete ıslahat hareketlerinde yardımcı olmak, yeni teklifler getirmek, memurların terfi ve yargılan-masıyla uğraşmak üzere Darü'ş Şüray-ı Bab-ı Ali kuruldu.Bunun yanında askeri alanda Darü'ş Şüray-ı Askeri, hukuk işleri için Meclis-i valay-i Ahkam-ı Adliye adı verilen danışma meclisleri oluşturuldu.6- Müsadere usulünün kaldırılması:Ölen veya azledilen devlet memurlarının mal varlığına devletin el koyması demek olan müsadere terk edildi.7- İlk Yönetiminin Değiştirilmesi:Merkezi otoriteyi sağlamak amacı ile iller merkeze bağlandı ve merkezi dinlemeyen valilerle mücadele edildi. Ayanlık kaldırıldı.8- Diğer Islahatlar: İlk nüfus sayımı yapıldı. Sayım askeri amaçlı olduğu için sadece erkekler sayılmıştır.(Mısır ve Arabistan hariç) Memurların kılık kıyafeti yeniden düzenlendi.-Fes, ceket, pantolon giyme zorunluluğu- Karantina usulü ilk kez uygulandı Medreselerin yanında Avrupalı tarz eğitim veren yeni okullar açıldı.Bu durum eğitimde kültür çatışmasına sebep olacaktır ve cumhuriyetin ilanından sonra Tevhid-i Tedrisat yasasıyla kaldırılacaktır. Yerli sanayie önem verildi ve resmi kıyafetlerin yerli kumaşlardan yapılmasına karar verildi. ilk defa Avrupa'ya öğrenci gönderildi İlk resmi Gazete Takvim-i Vaka-i adıyla çıkarıldı.(Haftalık gazetedir.Türkçe ve Fransızca’dır.) Yurt dışına seyahat için pasaport uygulaması başlatıldı. Mahalle ve köylerde muhtarlık uygulaması başlatıldı. İlköğretim (İstanbul’da ) zorunlu hale getirildi. Rüştiye (ortaokul) kuruldu. Devlet memurlarını yetiştirmek için Mekteb-i Maarifi adliye kuruldu. Mehterhane kaldırılarak, yerine Mızıka-i Hümayun kuruldu adıyla devlet bandosu kuruldu. Posta ve polis teşkilatı kuruldu. Avrupalı tüccarlarla rekabet edebilmesi için Osmanlı tüccarlarına gümrük kolaylıkları getirildi.Üretilen malların önemli merkezlere ulaşabilmesi için yeni yollar yapıldı.TANZİMAT FERMANI (1839):Padişah :AbdülmecitSadrazam :Mustafa Reşit PaşaTanzimat hareketleri Osmanlı'ya batılı anlamda bir düşünce ve yönetim şekli getirmek için, Avrupa'dan esinlenerek yapılan programlı bir yenilik ve kültür hareketidir. Bu hareket II. Mahmut'un hükümdarlığı yıllarında doğmuştur. Ancak kapsamlı düzenli hale gelmesi Mustafa Reşit Paşanın büyük etkisi ile Abdülmecid dönemindedir. Tanzimat Fermanı Mustafa Reşit Paşa tarafından Gülhanede kamuoyuna duyurulmuştur. Fermanın amacı, Avrupa Devletlerinin Osmanlı Devletinin içişlerine karışmasını önlemek, Avrupalı devletlerle yakınlık sağlamak ve M.Ali Paşa isyanında onların yardımını almak ve devleti gerilemekten kurtarmaktır.Fermanın Getirdiği Yenilikler1. Müslüman ve Hıristiyan vatandaşların can, mal ve namus güvenliği devlet garantisinde olacaktır. (Yönetim ve Hukuk ile ilgili)2. Vergilerin herkesin gelirine göre düzenli bir şekilde alınması ve düzenlenmesi kabul edilir. (Maliye ve ekonomi ile ilgili)3. Askerlik işlerinin bir düzene bağlanması (Askeriye ile ilgili, ayrıca askerlik, "Ocak görevi" yerine "Vatan görevi" haline bu dönemde getirilir.)4. Mahkemelerin açık yapılması ve idam hükmünün yeniden düzenlenmesi (Hukuk, ve yönetim ile ilgili)5. Herkesin mal ve mülküne sahip olması ve bunu miras olarak bırakabilmesi (Hukuk, maliye ve sosyal alanlara ilgili)6. Rüşvet ve iltimasın kaldırılması (Sosyal ve yönetim ile ilgili)7. Her gücün üstünde kanun gücünün varlığı kabul edilmiştir. (Bununla padişahın yetkileri ilk defa geniş anlamda kısıtlanmış sayılır.)Önemi: Tanzimat Fermanı'nın Osmanlı Devleti'ne getirdiği en önemli yenilik "Kanun Kuvveti"dir. Yani padişah kendi gücünün üstünde bir gücün varlığını Tanzimatla kabul eder. Bu halkla yapılan bir sözleşme değildir. Anayasacılığın başlangıç noktası olarak kabul edilebilir. Sonuçta: Avrupalıların içişlerimize karışmalar mı önlemek amacıyla ilan edilmesine rağmen durum tersine döndü. Avrupa Devletleri azınlık haklarını (19. yüzyıl boyunca) bahane ederek müdahaleyi arttırdılar. Halk tarafından tam olarak benimsenmedi. Böylece batı uygarlığını savunan aydınlarla halk arasında açık bir fark ortaya çıktı. Bu aydınlar daha sonra Genç Osmanlıları oluşturacaklardır. Şunu da unutmamak gerekir, Tanzimat'la Müslümanlar ile Hristiyanlar arasında "eşitlik" ilkesi benimsenmeye başladı. ISLAHAT FERMANI (1856):Padişah :AbdülmecitIslahat Fermanı Osmanlı Devleti'nin bir iç düzenleme girişimi olmakla beraber Rusya ve Avrupa'nın iç işlerine karışmasını önlemek amacıyla ilan edilmiştir.Bu ferman Paris Konferansı'nın başlamasından hemen sonra İstanbul'da yabancı devlet temsilcilerinin huzurunda okunarak açıklandı. Fermanın getirdiği önemli hususlar şunlardır:1. Müslümanlarla Gayri Müslimler kanun önünde eşit idiler.2. Askerlik işleri yeniden düzenlenecek azınlıklardan askerlik için bedel kabul edilecek3. Patrikhanede yeni meclisler kurularak bu meclislerin aldığı kararlar Osmanlı Devleti tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek.4. Patrikler ömür boyu bu makama seçilecek5. Kilise, mezar, okul, hastane, manastır gibi yerlerin tamir ve yedek yapılmasına izin verilecek6. Irk, dil, din, farkı gözetilmeyecek, hiçbir mezhep diğerinden üstün sayılmayacak7. Hiç kimse din değiştirmeye zorlanmayacak8. Devlet hizmetlerine, okullara askerlik görevine bütün uyruklar eşit olarak kabul edilecek9. Vergiler eşit alınacak iltizam usulü kaldırılacak10. Bütün uyrukların eşit ve serbest şekilde ticaret ve ekonomik girişimlerde bulunması sağlanacak11. Mahkemeler açık olacak, keyfi cezalar verilmeyecek12. Müslüman ve Gayri Müslimlerin birlikte yargılanacakları karma mahkemeler kurulacak13. Yabancılar da Osmanlı Devleti sınırları içinde mülk sahibi olabilecekti.Islahat fermanı Tanzimat Fermanının genişletilmiş şekliydi fakat Islahat Fermanı dış baskılar sonunda ilan edilmiştir.Bu fermanla gayri Müslimlere daha fazla hak verilmiştir.Avrupalı devletler Osmanlı Devleti'nin içişlerine karışmayacaklarını Paris Anlaşmasıyla kabul etmelerine rağmen sözlerinde durmamış bu fermanı bahane ederek içişlerine karışmışlardır. I. MEŞRUTİYET (1876):Osmanlı Devleti'nde yetişen aydınlar Tanzimat ve Islahat adı ile yapılan yeniliklerin ülkeyi kurtaramayacağını gördüler. Yeni bir arayış içerisine girdiler. Onlara göre Müslüman olsun olmasın herkese tam vatandaşlık hakkı verilmeli idi. Osmanlı Devleti içerisinde bulunan bütün milletler Osmanlıcılık anlayışı ile kaynaştırılmaya çalışıldı. Böylece azınlıkların isyan etme nedenleri ortadan kaldırıldı. Bu durumu sağlayacak en iyi rejim meşrutiyet rejimi idi. Padişahın yanında halkın temsilcilerinden oluşan bir meclis de yönetime katılmalıydı. Genç Osmanlılar veya Jöntürkler denilen bu aydınlar arasında, Ziya Paşa, Namık Kemal ve Mithat Paşa gibi sanatkarlar ve devlet adamları da vardı.Dönemin Padişahı Abdülaziz'e karşı harekete geçen Jöntürkler onu tahtan indirerek katlettiler. Yerine V. Murat geçti. V. Murat'ın tahta geçmesinden sonra hastalanması üzerine yerine Meşrutiyeti ilan etmeye söz veren II. Abdülhamit padişah yapıldı.Bosna-Hersek ve Sırp isyanlarının genişlediği sırada soruna çözüm bulmak için İngiltere, Rusya, Fransa, Avusturya, Almanya, İtalya ve Osmanlı Devleti İstanbul'da bir konferans düzenlemişti. Osmanlı bu sırada l. Meşrutiyeti ilan etti. Osmanlı Devletinin böyle davranmaktaki amacı: Bundan böyle Hıristiyan toplumların sorunu kendi temsilcilikleri ile meclise getirebileceklerini bundan dolayı Avrupalı devletlerin müdahalelerine gerek kalmadığını anlatma isteğidir. Kısa sürede seçimler yapıldı ve Kanun-i Esasi hazırlandı.Kanun-i Esasi Prusya ve Belçika anayasalarının incelenmesi sonucunda hazırlanmıştır.Kanun-i Esasiye göre;  Padişah yine halife olarak varlığını sürdürecek,  Bakanlar kurulu Meclise değil de, Padişaha karşı sorumlu olacaktır. Yasama görevi Ayan ve Mebusan meclisi tarafından yerine getirilecek. Ayan meclisi üyeleri padişah tarafından, mebusan meclisi üyeleri ise 4 yılda bir seçimle belirlenir.  Kurulacak hükümette (Kabine) Müslüman-Hıristiyan ayrımı yapılmadan herkes seçilebilecek.  Kanun teklifi hükümet tarafından verilebilir. Meclisi açma ve kapatma yetkisi padişaha aittir. Padişah sürgün yetkisini kullanabilir.  Kabinenin başkanı Sadrazam olacaktı.  Kişi eğitim, öğretim, basın özgürlüğü, mülkiyet hakları, yasal eşitlik ve vergi eşitliği gibi temel haklar devlet garantisi altındadır. Yine bu anayasa da devletin resmi dilinin Türkçe olduğu belirtiliyordu. Önemi:a. Halk ilk kez yönetime katılmıştır.b. İlk kez parlamenter sistem uygulanmıştır.c. Mebusan Meclisinin yetkileri sınırlı tutularak tanışma meclisi konumuna düşürülmüştür.d. Padişahın yetkileri meclisten üstündür.e. Kişisel haklar anayasa güvencesine alınmıştır.f. Türk tarihinin ilk anayasasıdır.Bu dönemde dış borçların ödenememesi üzerine Duyun-u Umumiye İdaresi kuruldu, demiryolu ve köprülerin yapımı için yap, işlet, devret usulüyle yabancı firmalara verildi. 1881 yılında Sanayi-i Nefise mektebi (Güzel sanatlar okulu) kuruldu.I. Meşrutiyetle halk ilk defa olarak sınırlı da olsa yönetime katılmıştır. Yalnız açılan bu ilk meclisin yarıdan fazlası gayrimüslim ve gayr-i Türklerden oluştuğu için kararlarda Osmanlı'nın lehine olmayacaktır. Padişah bunu bildiği için anayasanın 113. maddesine dayanarak Osmanlı Rus Savaşı'nı gerekçe göstererek meclisi kapattı. Kanun-i Esasinin meclisin işleyişi dışındaki hükümleri yürürlükte kaldı. Padişah II. Abdülhamit’in ilk meşrutiyeti ilan etmesinin çeşitli nedenleri vardı.Bunlar;1. Avrupa devletlerinin Osmanlı Devleti'nin içişlerine karışmalarını önlemek.2. Yeni Osmanlıların çalışmaları.3. Osmanlı Devleti'ni çöküntüden kurtarmak.4. Balkanlardaki isyanları önlemek.5. Rusya'nın emellerine engel olmak.Bu nedenden dolayı l. Meşrutiyet ilan edilmiş ilk Anayasa (Kanun-i Esasi) hazırlanmış ve Meclisi açılmışsa da, bu sırada İstanbul (Tersane) Konferansı'nın Osmanlı'nın aleyhindeki maddeleri kabul etmemesi Ruslarla Osmanlı Devleti'ni yeniden karşı karşıya getirdi.II. MEŞRUTİYET (1908):Türk halkı padişah yanında yönetime ilk kez l. Meşrutiyetin ilanı ile katılmıştı. 1877 yılında açılan Meclis-i Mebusan çeşitli nedenlerden dolayı uzun süreli olmamış ve II. Abdülhamit tarafından süresiz olarak tatil edilmişti (14 Şubat 1878).Meclisin kapatılmasıyla II. Abdülhamit'in mutlakıyet devri başladı. II. Abdülhamit'in otuz yıldan fazla süren iktidarında meşrutiyet ve anayasa tarafları olan aydınların mücadelesi artarak devam etti.Meşrutiyet yanlıları Jön Türkler adı ile yurt içinde ve yurt dışında dernekler kurarak faaliyete başladılar.Kurulan cemiyetlerden bazıları İstanbul2da kurulan ( Merkezi Paris’tedir.) İttihatı Osmaniye cemiyeti 1889, Selanik’te kurulan Osmanlı hürriyet Cemyetidir1906.Bu iki cemiyet 1907 yılında birleşerek İttihat ve Terakki cemiyetini kurdu. Cemiyetin kurucuları genellikle asker kökenliydi.Cemiyetin en önemli amacı, 1876 Kanun-i Esasisini tekrar yürürlüğe koymak, anayasal düzeni başlatmak ve Mebusan Meclisi'nin açılmasını sağlamaktı. Padişah bu cemiyetin çalışmalarını önlemeye çalıştıysa da başarılı olamamış, cemiyetin gücü gittikçe artmıştır.Bu arada Balkanlardaki bunalım da artıyordu. İngiliz-Rus görüşmeleri Reval'de yapılmış ve Balkanların geleceği ve Boğazlar görüşülmüştü. Bu olay İttihat ve Terakkiyi, telaşlandırdı.II. Meşrutiyetin İlan Edilmesindeki Etkenler:1. Ülkenin çeşitli yörelerinde baş gösteren ayaklanmalar,2. Dış baskılar,3. Memur ve Subay maaşlarının düzenli ödenemeyişinin meydana getirdiği sıkıntılar,4. İngiltere Kralı ile Rus Çarının Reval'de görüşmeleri,5. Hürriyet, vatan ve meşrutiyet için Osmanlı aydınlarının mücadeleleri,İttihatçı subayların baskısına karşı koyamayan II. Abdülhamit 23 Temmuz 1908'de Meşrutiyeti ilan etti.Meşrutiyetin ilanı bütün ülkede sevinçle karşılandı. II. Meşrutiyetin ilanı ileİmparatorluğun içinde yaşayan değişik toplumların birbirine yakınlaşması sağlanmış, Asayiş ve güven ortamı kurulmuş  Sansür kaldırılarak basına serbestlik tanınmış, Hürriyet ve güven ortamı kurulmuş  Kanun-i Esasi yürürlüğe girmiş ve önemli değişiklikler yapılmış. ve Türk halkı ikinci kez yönetime padişah yanında katılma imkanı bulmuş  İlk siyasi partilerin kurulmaları  Demokrasi tarihimizde önemli bir aşama olmuştur.Kanun-i Esaside Yapılan Değişiklikler:1. Padişahın yurt dışına sürgün etme yetkisinin kaldırılması2. Hükümet üyelerinin sadrazam tarafından seçilmesi3. Hükümetin meclise karşı sorumlu hale getirilmesi4. Antlaşmaların meclis tarafından onaylanmasıGörüldüğü gibi anayasa değişikliğinin amacı Padişahın yetkilerinin sınırlandırılmasıydı.II. Meşrutiyetin geçirdiği en büyük tehlike 31 Mart olayıdır(13 Nisan 1909). 31 Mart Olayının bastırılmasıyla İttihat ve Terakki'nin ülkedeki etkinliği artmış II. Abdülhamit tahttan indirilmiş yerine Sultan Reşat geçirilmiştir.. II. Meşrutiyet 1918 yılına kadar sürmüştür.

Hiç yorum yok: